POLENLEŞME MUHABBETİ 23, KONU: TÜRKOLOJİ


 Herkese selamun aleyküm:) Bu sefer farklı bir polenleşme ile karşınızdayız. Genelde çok konuşulmayan bir konu Türkoloji.  Peki Türkoloji ne demektir? Türklerin dil, tarih, edebiyat, sanat ve folklorunu inceleyen bir bilim dalıdır. Azra Harat arımızın bu konuda kendi araştırdığı bazı noktalar var. Biz onu dinlerken merak ettiğimiz noktalardan sorduk ama o kadar geniş bir alan ki, daha nice sorgulamalara kapı aralayabilecek bir alan. O zaman gelin Azra Harat'ın heybesindekiler nelermiş bakalım🌻🐝


     Öncelikle hoş geldin Azra. Benim için soru sorması bir hayli zor olan bir konuyla baş başayız. İlk sorumuzla başlayalım o halde. Türk nedir, kime denir? 


     Türk nedir sorusu aslında diğer ırklar için sorulduğunda daha streotipik özellikleri ön plana alarak cevaplanabilecek bir soru. Ama konu Türkler olduğunda fiziksel özellikleri kullanarak bir tanım yapılamıyor. Çoğu Türkolog dil üzerinden tanımlamalar yapmayı daha doğru buluyor. Bunun sebebi de kendine Türk diyen insanların neredeyse tek belirgin ortak noktasının Türkçe konuşuyor olması. Tabii burada şöyle bir sorun da ortaya çıkabilir. Her ana dili Türkçe olan Türk ise Türk ülkelerindeki doğuştan Türkçe konuşan Kürtler, Ruslar, Rumlar da mı Türk? Sanırım tanımın daha belirgin unsurları olmalı ama Türklük günümüzde tamamen kültürel ve dilsel birlik olarak tanımlanabilir.


      Türklerin hep Anadolu’da var olduğu doğru mu?


     Bu soru aslında bu konuya bayağı daldıktan sonra bazı bilim adamlarının böyle düşündüğünü görmem ve bana pek de mantıksız gelmemesi sayesinde aklımda yer etti. Normal Türk tarihi okuyucusu biri için bayağı absürt kaçıyor aslında bunun dile getirilmesi bile. Yine bazı araştırmacılar Türklerin Proto-Türk yani ilk Türkler zamanından önce Anadolu'da Türklere ait kanıtlar olduğunu iddia ediyorlar. Batı merkezli tarih anlatımına göre Anadolu'ya ilk defa 1071'de gelmiştir Türkler. Tarihçiler böyle söylenmesinin Türkleri Orta Asya'da hiçbir şeyden haberi olmayan barbar bir halk olarak gösterip istilaya ve işgale uğruyormuş havası vermesi olduğunu ifade ediyorlar. Türkler Asya'nın her yerine o kadar çok yayılmışlar ki tek anavatan belirlemek zorlaşıyor. Türklerin Doğu'dan Batı'ya değil Batı'dan Doğu'ya göç ettiğini iddia ediyorlar. Bahsettikleri anavatanı da Güney Kafkasya, Azerbaycan, Doğu Anadolu, Kuzey İran olarak belirtebiliriz. Şimdi sundukları delillere gelecek olursak, Anadolu'da MÖ 4000'li yıllardan kalma balballar yani Türk mezar taşları bulunuyor ve bunlar Orta Asya' dakilerle neredeyse birebir aynı. Asur, Urartu tabletlerinde adları geçen Sabirler (Sibiryalı - ki hâlâ Sibirya Türk yurdudur -), Turukkular ve Elamlılar Türk boylarıydı. Bu ve bunun gibi sunulan birçok delil Türklerin ana vatanının Hazar Denizi ve çevresi olduğu düşüncesini doğruluyor gibi duruyor. Ama tabiki bilim öyle bir şey ki yüzlerce görüşün içinden hepsine objektif bakmayı gerektiriyor. Bu kesinlikle doğru ya da bu kesinlikle yanlış diyemiyoruz.


     Peki Asyalıyız ama Asyalıya neden benzemiyoruz?

      

      Evet dibine kadar asyalıyız bu doğru. Ama aynı zamanda dünyanın neredeyse en çok göç eden ve her yere yayılan milletiyiz de. Kırgızlar, Özbekler gibi olmamızı bekliyor insan fakat Türkler gittiği her bölgede asimile olmuş bir ırk. Doğudakiler Çin ve Moğol etkisiyle, batıdakiler Rum ve Arap etkisiyle, kuzeydekiler Rus etkisiyle görüntü bakımından neredeyse tamamen asimilasyona uğramış durumda. İnsanın aklına şu geliyor "Asıl Türkler neye benziyordu?" evet bilim insanları, bu konuya birazcık kafa yoran insanlar da düşünüyor. Bazı batılı kaynaklara göre Avrupa Hun İmparatorluğunun kurucusu Attila uzun, iri yapılı ve kumraldı (hatta sarışın diyenler bile var). Nihayetinde şöyle söyleyebilirim, Türkler boydan boya o kadar farklı yapılara sahipler ki nereye gitseniz Türkçe konuşan ama size hiç benzemeyen "Türklerle" karşılaşabilirsiniz. Başta da söylediğim gibi Türk demek daha çok dilsel bir ifade olarak ele alınıyor.


     Bana da hep dünyanın neresine gidersem gideyim Türklerle karşılacakmışım gibi geliyor. Şimdi sırada birçok kişinin aklındaki o soruya gelelim Moğollar, Türk mü ?


     Kültürel benzerliklerimize bakarsak herkes ya Türkler, Moğol' dur ya da Moğollar, Türk' tür diyecektir. Bazı araştırmacılar bunun kesinlikle yanlış olduğunu iddia ederken bir kesim ise akraba olduğumuzu bir kesim de aynı yerde yaşayıp birlikte devletler kurunca doğudaki Türk boylarının Moğollarla karıştığını söylüyor. Ama bana kalırsa akrabayız ama aynı ırk olduğunu düşünmüyorum.


     Önceki soruya benzer bi soruyla devam edelim o zaman. Kızılderililer, Türk mü ?


     Kızılderililerin Asyalı olduğu kesin. Ama hangi Asyalı? Araştırmalar Bering boğazından geçtiklerinin kesin olduğunu söylüyor. Ve göç eden bu toplulukların Sibirya çevresindeki göçebelerden oluştuğunu söylüyorlar. Ve de Altay bozkırlarından. O bölgede birçok ırk bir arada yaşıyor. Bu yüzden Türk, Moğol, Japon gibi gruplardan oluşan bir genetik havuzu barındırıyor olabilirler. Binlerce yıl içinde de iklime ve coğrafyaya göre bazı fenotipik adaptasyonlar geçirmişler. Ve daha çarpıcı noktalara gelirsek kullandıkları birçok Türkçe kökenli kelime var. Örneğin:


Utah=Otağ

Kis=Kız

Khapao=Kaba

Paku=Bak

Kalı=Kalın

Karwın=Karın

...


Sadece kelimeler değil. Doğaya olan hürmetleri, batıl inançları, ritüelleri, çadırları ve daha birçok özellikleriyle Altay'ın bozkırlarından bir farkları yok. Ama maalesef şu anda nüfusları yok olmak üzere ve Amerika hepsini en verimsiz topraklara yerleştirmiş durumda. Binlerce kişiyi bilerek çiçek hastalığı bulaştırarak kıtayı ele geçiren işgalciler artık Kızılderililerin adını bile anmıyor...


     Böyle benzer kelimeler kullandığımızı hiç duymamıştım. Şimdi son sorumuzla devam edelim. Doğudan batıya Türkçe neden değişiyor?


     Çünkü biz değişiyoruz. Göçebe yaşam kapalı bir toplum olmayı engelliyor. Farslarla yaşamış ve onlardan ayırt edilemeyecek hale gelmişiz, Ruslarla komşu olmuşuz dilimiz yok olmuş. Evet töreye bağlıyız ama dil böyle bir şey değil. Dil yaşıyor. İl değiştirmek bile dil değiştirmek gibi Türkiye'de mesela ağızlar, şiveler, lehçeler, alt kollar mevcut. Ama Sibiryalı Türk de aynı sayıları söylüyor, İranlı Türk de. Özbekistan' dakiler da cirit oynuyor, Ağrılı Mehmet amca da. Dil kültürdür, kültür de dildir. Dili kaybetmek yok olmaktır. Tüm değişikliklere rağmen aynı gramere sahibiz. Bu zenginliği korumak bizim elimizde. Tüm diller güzel ve tek yapmamız gereken onları yozlaştırmamak.


     Bu dönemde dilini yozlaştırmadan yaşayabilenlerden olabiliriz inşallah. Seninle sohbet etmek çok keyifliydi Azra. Eklemek istediğin son bir şey var mı?


     Ben de bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. Son olarak şunları söylemek istiyorum: Hepimiz Allah'ın kulları, hepimiz Adem babamızın (a.s.) çocukları, hepimiz şeytanın baş düşmanı, hepimiz cennete de cehenneme de girmeye aday mahluklarız, hepimiz yaratılmışların en şereflisiyiz. Dünyada kim Müslüman ise bizimle kardeştir, kim değilse kardeşimiz olmaya adaydır, kim de inadî küfürdeyse küfründen dönene dek düşmanımızdır. 


"Ey insanlar, sizi, bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizle tanışmanız için milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah indinde en üstününüz, takvada en ileri olanınızdır."

[Hucurat 13]

NOT: Bu konuda detaylı bilgiye sahip olan tarihçilerin kaynaklarına bakarak bilgilerinizi daha da bir kuvvetlendirebilirsiniz. Burada kendi çapında bu konuyu araştıran Arımızla onun edindiği bilgilerden heybemize bir şeyler almaya çalıştık. Konunun profesörlerinin düşüncelerini de okumanızı tavsiye ederiz.🌝 Yanlış bir şey olduysa affola🐝

Yorumlar

Popüler Yayınlar