ARILAR POLEN TOPLUYOR 2, KONU: DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ VE ÜNİVERSİTE HAYATI

 


Herkese selamunaleyküm! Arılar Polen Topluyor'un yeni bölümüyle karşınızdayız. Bugünkü kıymetli konuklarımız Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinden mezun olmuş ve çok yakın arkadaş olan Huriye Başkaya, Semanur Coşkun , Büşra Yavuz ve Elif Kıraç ablalarımızla güzel muhabbet ettik. Üniversite hayatından, diş hekimliği fakültesine, arkadaşlıktan, abla tavsiyelerine kadar birbirinden hoş tecrübeleri ve önerileri dinledik. Biliyorsunuz ki arılar polen topluyor bizler için çok kıymetli. Çünkü bizden önce bazı şeyleri deneyimlemiş ablalarımızdan güzel öneriler dinliyoruz ve bu çok kıymetli bir şey. Siz de çevrenizdeki arkadaşlarınıza ulaştırabilirsiniz. O zaman buyurun polen toplamaya:

 ~~Bölüm 1~~

🐝Üniversite okurken donanımlı olmak ve kendinizi geliştirmek için neler yaptınız?

B: Biz Sema ile birlikte birinci sınıftan beri ne yapıyorduk kızlar biliyor musunuz? Her vakfa her derneğe gidiyorduk. Ortamı görüyoruz hani ne yanlış ne doğru. O yüzden bence birinci sınıf zaten en doygunluğun oluşmadığı zaman, derslerde yoğun değil bence çoğu yeri deneyimleyin. Sosyal olarak da bir tek dini vakıflar olarak düşünmeyin. Hobileriniz varsa onunla alakalı illaki üniversitelerde kulüpler vardır, onlara gidin.

 

S:Araştırma maksatlı öyle düşünün.

 

B:İnsan tanırsınız, ben üniversitenin ilk yıllarında tanıdığım kadar son üç yılında insan tanımadım herhalde. Sürekli bir yerlere gidiyorsun, bir bağlantı oluşuyor. Tabii ki yurtta kalıp kitap okumak güzel ama onu daha sonra da yapabilirsiniz. İleri de zamanınız daha kişisel kalmayı yönelik olacak. Ben hocaların videolarını izleyip not da çıkartıyordum ama şimdiki aklım olsa onları daha az yapıp daha çok gezip görürdüm çünkü üniversiteden sonra böyle bir şey için zaten pek imkan olmuyor, imkan olsa da önceliklerim farklı oluyor. Mesela bizim şu an önceliğimiz daha çok meslek hayatına yönelik.

 

E:Böyle yaparsanız ilginizin ne olduğunu, nasıl ortamlarda daha rahat ettiğinizi ve aradığınızın ne olduğunu bulma şansınız artar. Tek bir yönde gitmeyin çok farklı şeylere gidebilirsiniz biz mesela Büşra ile girişimcilerin olduğu bir konferansa gittik

 

B:Orada herkes mühendislik, siyaset bilimi, iktisadi alanda okuyan kişiler. Biz Elif ile birbirimize bakıyoruz, diş hekimiyiz burada ne işimiz var? O bile bir deneyim! Öyle anılar biriktirmek güzel oluyor. Geri dönüp baktığınızda izlediğiniz videoları, not çıkardığınız şeyleri hatırlamıyorsun sadece yaptığın şeyleri hatırlıyorsun.

 

E:Bence gezmeye de önem verin. Ben üniversitede az gezdiğimi düşünüyorum. O yüzden olabildiğince gezmeye de bakın.

 

S:Bunun için büyük yerlerde, daha çok imkanlı olan üniversiteleri tercih edebilirsiniz.

 

🐝Alan ve meslek seçiminde zorlanan arkadaşlarımıza veya kararsız kalan arkadaşlarımıza neler tavsiye edersiniz ?

 

S:Şöyle örneğin psikoloji okuyacağım diyebilirsin ama gerçekten buna yeteneğin yoksa ve ciddi emek sarf etmeyi göze almıyorsan psikoloji okumaman gerekiyor yani sadece istemekle olmuyor. Becerinin ve isteğinin ortak bir noktada buluşması lazım.

 

E:O da o zamanlarda pek keşfedilmiyor. Ben de şöyle düşündüm kızlar diyelim ki eşit ağırlıktan bir bölüm seçme ihtimali var ama emin değilsiniz. Düşündüğümüzde sayısaldan gittiğimizde matematiğim temelleri daha sağlam oturuyor, eşit ağırlıktaki edebiyat ve sözel dersler onlar sonradan da halledilebiliyor. Yanlış mı düşünüyorum bilmiyorum ama eğer belli bir niyetiniz yoksa atıyorum bahsettiğimiz psikoloji olabilir ya da direkt hukuk olabilir hani ben direkt bunu olmak istiyorum falan gibi bir idealiniz yoksa nasıl desem sanki sayısaldan gitmek diğerlerine gitmek için de yol açar gibi.

 

B:Geçenlerde Sinan Canan hocayı dinliyordum. Kızı da şöyle demiş: ''Ben psikolojiyi çok seviyorum ve bunun okulunu okursam ben bu hobimden, bu en sevdiğim şeyden soğurum o yüzden ben bunu yan dal olarak götüreceğim ana dal olarak daha böyle başka bir şey yapacağım yine sevmediğim bir şey değil. Ana dal olarak dil okuyacağım yan dal olarak psikoloji okuyacağım.'' diyor yani şimdi şöyle bir şey var bizim hobilerimiz, çok sevdiğimiz, kalbimizi attıran bizi heyecanlandıran şeyler okulunu okuduğunda sana o tatmini vermiyor mesela ben üniversite birdeyken kızlara sürekli ben okulu bırakıp ilahiyat okuyacağım diyordum şu an gülüyorum kendime gerçekten çünkü %90 ben İlahiyata gitsem oranın ortamı falan ben niye buraya geldim, ben böyle hayal etmemiştim falan filan diyecektim ya da akademik olarak. Mesela genelde şeyleri görmüşsünüzdür böyle bir alanda gerçekten çok iyi insanlar genelde o bölümü okumayıp o bölümle alakasız bir bölüm okuyup o alanı aşırı seven insanlardan oluşuyor yani benim gördüğüm böyle biyografilerini okuyorum genelde insanların. Özellikle sanat camiasında hep alan dışı oluyor. Bence üniversiteyi gözümüzde o kadar büyük görmemiz gerekiyor çünkü eskiden doktor avukat işte mühendisler bunlar para kazanıyormuş .Ama şu an para kazanma konusunda bence yelpazesi çok geniş bir çağda yaşıyoruz. Yani sen istediğin bir işi yapıp bilgisayardan bir sürü şeyden üretim yaptığın sürece para kazanabilirsin O yüzden bence gerçekten Sema'nın dediği gibi yani böyle aşırı istediğin, senin heyecanlandıran şey oysa, bence seçmemek gerekiyor benim daha küçük 23 yıllık hayat hikayemden gördüğüm bu. Bence kabiliyetlerinle isteğinin orta seviye olduğu şeyler seçilmeli yani en yükseği seçince hayal kırıklığıyla sonuçlanma ihtimali yüksek bence.

 

H:Ben en güzel örneklerden olabilirim. Kızlar ben resim çizmeyi çok seviyorum yani inanılmaz ve hani küçüklüğümden beri sürekli boyalar hayalperest işte bir takım kafalar ya da işte ne bileyim mimari hepsi benim çok ilgimi çeken şeyler aşırı seviyorum. Hala çok seviyorum. Hatta diyorum ki bu sefer hani iç mimarlık oku daha hafif hani mimarlık kadar ağır olmaz. Benim sınavı kazandığım dönemde de işte ben Mimar Sinan'da Mimarlık istiyordum aslında ama işte ailemiz vesaire hani gelecek kaygıları parasal mevzular vesaire sağlık sektörünü seçmemi istediler haliyle. Ama onların asıl istediği şey tabii ki tıptı. Allah Yüzüme baktı ki diş hekimliği nasip oldu çünkü tıp benim bünyeme çok ağır gelirdi zaten şu an bile ağır gelen şeyler var. Ders çalışmak konusunda mesela bir biyokimya dersi beni çıldırtabiliyor. Çünkü ben görsel öğrenen biriyim. Yani burada mesela nasıl öğrendiğimiz falan da çok önemli bence. Biz lisedeyken hocamız bize demiştik ki: siz şu an sayısalsınız ama zaten bir diş hekimliği kazandığınızda deli gibi ezber yapacaksınız ve hakikaten öyle olduğunu gördüğümde inanılmaz gerçekten inanılmaz bir hayal kırıklığına uğradım. Ben o şekilde öğrenebilen ve ilerleyebilen bir kız değilim. O yüzden bana çok ağır geldi mesela çok çok üzülüyordum yani yapamıyorum öğrenemiyorum bu bana göre değil falan şu an bile hala ben niye hekim oldum diye sorguladığım çok oluyor. Ne yazık ki bu sefer de başka bir sınav belası başımızda olduğu için sürekli niye hekim oldum yani ne gerek vardı falan hala şeyim böyle mimarlığı acaba bir daha bir denesem ya da onunla ilgili bir şey yapsam mı? Hep böyle bir grafik tasarımı mı okusam falan farklı bir şeye kafam gidiyor ve çok böyle nasıl diyelim maymun iştahlı olabilirim bazı konularda. Bilgisayara olsun ya da işte çizim olsun ya da mesela illüstrasyon çok ilgimi çekiyor aşırı seviyorum yani birçok şeye çok fazla ilgim var. Ama hemen de soğuya da biliyorum. O yüzden kendime de güvenemiyorum ama işte hekimlikte bu şekilde. Elhamdülillah yani bunun için şükürler olsun ama dediğim gibi içimde mesela hep o şey kalıyor. Mimarlık okusaydın ne olurdu acaba falan diye bir merak ediyorsun ama en azından diyebiliyorum. Şu an kesinkes para kazanabileceğim bir mesleğim var geri kalanını evet biraz hobi gibi kaldı. Ben de istemezdim hobi gibi kalmasına ama nasip böyleymiş bazı şeyleri de çok fazla hani zorlamamak gerekiyor.

 

E:Ben de ek olarak şunu söyleyeceğim kızlar lise döneminde özellikle üniversite sınavına hazırlanırken ben de ne yapmak istedim çok bilmiyordum zaten mesela kendimi şeye şartlamıştım sınava hazırlanırken derece mi olabildiğince iyi yapayım puanımı güzel alayım ondan sonra yani Allah neresi hayırlısı ise orayı bana nasip eylesin diye böyle düşünerek ilerlemiştim. İçinizden idealleri olan varsa zaten ona göre kendisini ayarlar ve ilerler mesela kardeşim mühendisliği çok istiyor. Ona göre çalışmaya çalışıyor ama ben bu kadar net değildim lisedeyken ve sonra sıralamama baktığımda benim için en ideal mesleğin diş hekimliği olduğunu gördüm. Mühendislik falan da düşünebilirdim ama sonra bu nasıl desem aykırı olduğundan değil de biraz da hani dini şeyleri düşünmek gerekiyor kadının çalışma ortamı vesaire yine oluşturursan çalışabilirsin mühendislikte bu buna engel değil ama ben o zaman öyle düşünüp sanırım sağlık sektörü daha iyi olur diye hem de meslek garantili olduğu için diş hekimliğini seçmiştim. Okurken zorlandım çok zorlandım ama bir şekilde kolaylıklar oluyor mezun oldum çok şükür şimdi düşünüyorum ki mesleğe atıldığımda mesleği yapıp yapamadığımı ya da bu işi yaparken zevk alıp almadığımı daha iyi anlayacağım ama son sene hasta bakarken biraz daha sevmiştim bu mesleği yani önceki yıllara göre. Güzel bir mesleğimiz var en azından hizmet olarak bakabiliriz diyordum öyle yani siz de ya biliyorsanız yani ne istediğinizi biliyorsanız heyecanlandıran şeyi biliyorsanız ona göre ilerlersiniz. Ama buna karar vermeden önce de eğer imkanınız varsa o mesleklere dair hani çalışan birileri varsa gidip yanında gözlemleyin öyle 1-2 gün değil böyle bir hafta 10 gün 1 ay belki gidip gözlemleyin bakınca acaba size aynı tatmini yaşatacak mı aynı hissi verecek mi?

 

B:Hayalinizi kurduğunuz mesleğin eğer ki yurt dışında çalışmayı düşünmüyorsanız Türkiye'deki durumuna bakıp ilerlemek gerekiyor birazcık da mesela ben moleküler biyoloji ve genetik yazmıştım ve onu çok istiyordum üniversite tercihlerime. Tabii sonra annem son 3 tercihimi aldırdı onu değişti de ben onu istiyordum yani esasında ama sonradan iyi ki diyorum ki değiştirdim. Çünkü moleküler biyoloji ve genetik benim hayal ettiğim ortam yani yurtdışındaki ortamlar ama Türkiye'deki çalışma ortamı o şekilde değil o yüzden hayalini kurduğunuz mesleğin Türkiye'deki çalışma şartlarına dikkat edip tercih etmeniz gerekiyor yani çünkü Türkiye'de bulunuyoruz yurt dışında çalışıp çalışmamayı göz ününde bulundurmak gerekiyor.

 

🐝Başa dönseniz ve tekrar tercih yapacak olursanız nelere dikkat edersiniz ve bu bölümü tekrar seçer misiniz?

 

S:Ben okurken de bitirdikten sonra da sevdiğim bir işi yaptığımı düşünüyorum ama yani herkes kendi fıtratını bilmeli ve ona göre bence bir yol çizmeli. Çünkü bunun içerisinde psikolojik yorgunluklar var bedensel yorgunluklar var. Her işte var bu. Yani çok sevdiğim halde şunu diyebiliyorum: ''Daha rahat bir mesleğim olabilir miydi?'' diye ve daha rahat mesleği olanlarda çok güzel hani keşke bunları yazsaydın sonra dönüp bakınca diyorum ama ben seviyorum işimi. İşte insanlara yararlı oluyorsun falan böyle bir ikilemde kalıyorum. Şu an düşünüyorum geriye dönsem yine aynı mesleğin yazardım ama daha bilgili olurdum herhalde yani daha hazırlıklı olurdum başıma geleceklere karşı.

 

🐝Peki hedeflerinize gerek üniversitede gerek yok ulaşmada size yardımcı olan alışkanlıklar var mı?

 

E :Arkadaşlarımız :D

 

 H: Alışkanlıklar…Ben mezuna kalıp kazandım ve orada benim için şöyle bir şey vardı kendimi rahat ettirecek yani psikolojik olarak huzurlu hissettirecek bir plan hem de hani insan az çalışır ve vicdan azabıyla böyle bir sabah uyanırsın ve çok az çalıştım falan dersin ya onlar bende hala oluyor da o dönemde çok oluyordu. Ve inanılmaz rüya gören de bir insanım psikolojik olarak berbat dönemler geçiriyordum. O yüzden kendim için şöyle bir alışkanlık demeyelim de ya ben o dönem dershaneye gidiyordum öğlene kadardı sonrası için kendime belli bir zaman ayırıyordum yani serbest vakit orada kendimi rahatlatıyordum. Şimdi daha çok şey görüyorum kronometre işte kaç saat çalıştığına bak vesaire yani böyle bir alışkanlık falan yoktu mesela çok spontane. İşte şu kitabı bitireceğim ne kadar sürede bitireceğim 3 günde 4 günde ya da işte 5 günde böyle. Sadece küçük küçük kendimi hedefler koyarak ilerliyordum yani ekstra böyle bir plan vesaire öyle biri değilim zaten. Çünkü spontan bir sürü şey gelişebiliyor. Ve uymadığımda o plana çok daha rahatsız hissediyorum 10 dakika geç kalksam bile diyorum ki geç kalktım.

 

S:Ben söyleyeyim erken uyanmak ve hızlı olmak.

 

E:Ben az önce arkadaşlar derken biraz espriye vurdum ama gerçekten arkadaş önemli çünkü ben 1. sınıfta daha asosyaldim. Kızlarla falan 2. sınıftan sonra biraz daha iletişim arttı 1.sınıftayken bunu üniversite için söylüyorum çok zorlanıyordum çalışmakta da zorlanıyordum içimden de gelmiyordu zaten bölümü de çok sevmediğim için falan ama arkadaşlarım sağ olsunlar onlarla biraz daha yakın olduktan sonra bir şeyler beraber yürütüyorsunuz yani gerçekten bu cemaat mantığı her şeyde var bizim için özellikle toplu olunca daha verimli oluyor. Hele son sınıflara doğru özellikle pratiklerin olduğu zamanlarda yine birbirimize yardımcı oluyorduk. Yani arkadaş seçiminin bu konuda önemli diye düşünüyorum. Diğer türlü üniversite sınavı için dersem de onda da düzenli çalışmak gerekiyor tabii ki ben günü gününe çalışıyor muydum onu çok söyleyemeyeceğim ama şöyle her gün dershaneye gidiyordum mezun senemde kazandım ben Diş Hekimliğini. Her gün gittiğim için orda da bir şeyler yaptığımız için aslında düzenli bir şekilde çalışmak oluyor. Bir de şunu ekleyeceğim kızlar mesela şu kadar çalışmazsanız bu iş olmaz ya da işte kronometre mantığı onlar biraz sıkıntılı nasıl desem herkesin kendi bir şeyi var kapasitesi var atıyorum biri için 5 saattir biri için 8 saattir çalışması gerekiyor bunda da kendinizi tanımanın önemli olduğunu düşünüyorum.

 

B:Ben daha çok konu okuyarak çalışan bir insandım Sema test çözerdi konu okumazdı. Ben hep test çözerim diyordu. Yani ikimiz de kendimizi biliyormuşuz ki o kendine göre çalışmış ben kendime göre çalıştım. Bir de ben şeyi anlayamazdım mesela tam konu okuyan bir insanım ama benim için biyolojiden piyasadaki tüm deneme kitaplarının sorusunu çözmek çok saçma geliyordu. Ben konuyu okur geçerdim. Yani o bakımdan kendini tanımak çok önemli yani okuyarak mı anlıyorsunuz işitsel, görsel hangi tipte anladığınızı analiz edin. Ben bir şey yanlış yapmadan doğrusunu öğrenemem ilk çözdüğüm testlerin hepsi yanlıştır neredeyse sonrasında öğrenen bir insanım hani bin soru çözeceğim işte kaç soru çözdüm demezdim. Hiç öyle değildi mesela 200 soru çözerim ama o soruyu öğrenirim yani bu sorudan 5 tane daha çözmem onlarla öğrendim bu kadar kalır. Bir soru tipini okurum sürekli okurum yani çözdüğüm soruyu tekrar okurum. Siz hangi tiptesiniz yani dokunsal mı görsel mi bence bu kişilik tipinizi öğrenin ya da başka bir şey daha vardı enneagram tipinizi tanıyın çünkü hiçbir somut olarak verinin yani sizin kişisel olarak dünyanızda bir karşılığı yok o yüzden üniversite hazırlık kısmı için bunu diyebileceğim bence kendinize göre çalışın.

 

🐝Üniversitede karşılaştığınız zorluklara karşı sizi ayağa kaldıran güç neydi?

 

H:Ben arkadaşlarım diyebilirim ya çok çok böyle inanılmaz kötü hissettiğim zamanlarda galiba arkadaşlarım vardı yanımda yani başka kimsem yoktu orası. Yani öyle ya da böyle artık şey oluyor gerçekten 2.ailen gibi. O problemli zamanlarında yanınızda birinin olması çok kıymetli.

 

E:Ben de arkadaşlık olduğunu düşünüyorum. Arkadaşınızın nasıl seçerseniz şöyle ben üniversiteye gitmeden önce çok dua ederdim. Çünkü korkuyordum da açıkçası hiç bilmediğim büyük bir şehre gidiyorum kimse yok yanında kimle muhatap olacağım belli değil KYK yurdunda kalacaksın. Çünkü orada da her çeşitten insan var senin zihni yapında da olmayabilir böyle kaygılarım çok fazlaydı. Ben çok dua ederdim büyüklerimden de bu manada dua isterdim. Ben iyi insanlarla karşılaşma konusunda sıkıntı yaşamadım gibi yani başladığımız gibi devam ediyor. Dua edin imtihan olabilir bazı insanlar da imtihan olur ya ilk tanıştığın insanla bir süre devam edersin ama bakarsın ki senin fıtratına göre değil seni yoruyor o zaman da sağlıklı bir şekilde arkadaşlığı bitirmek ya da mesafe koymak gerekir kimseyle zoraki bir şey yürütmeye de gerek yok akıllıca halledersiniz diye düşünüyorum. Tanımaya baya vakit ayırın 1.sınıfınız ful tanımakla geçsin insanları tanıyın.

                                                                                       ~~Bölüm 2~~

🐝 Sizlere de boşuna okuma bu mesleğe değer verilmiyor dendi mi ? Eğer dendiyse siz bu düşünceyle nasıl başa çıktınız ?


H- Kendini değil de insanları tatmin edecek kadar bir başarı sergilediğinde çok saçma onlar için çalışıyormuşsun gibi görünüyor ama onların gözünde sen belli bir seviyeye geldiğinde diyorlar ki bu çocuk/kız bir şeyler yaptı bir şeyler başardı bence çok saçma bu onların kendi bakış açıları, çok şükür biz böyle bir sorunla karşılaşmadık ama niye okudun bunu diye hissettiğim oldu. Mesela şiddet olayları arttığında hasta geldiği zaman “ ya bu hasta bana bir şey yaparsa” “ya bana zarar verirse” diye korkularım oluyordu. Sürekli endişeli endişeli dolaşıyordum ortalıkta. Bitiş sana böyle bir şey söylemese bile kendin hissedebiliyorsun. Ayrıca birisi böyle bir şey söylüyorsa bu onun kendi değer yargısıyla ilgilidir.

E- Bence o bölümü gerçekten okumak istiyorsan insanların ne dediğini düşünmek bu hayatta yapacağın en son şey olsun. Yani şöyle bu da herkesi boşverin manasında değil. Aklı başında fikrine önem verdiğiniz birkaç insan olur gerçekten onun sizi anladığını düşünürsünüz ya da hayatta doğru yaptığı şeylere şahit olmuşsunuzdur. Böyle kişiler hariç diğer insanların ne dediğini boşverin. Yaşınız ilerledikçe anlıyorsunuz ki kimsenin sizin için bir değeri yok ya da kimsenin sizi önemsediği de yok kendi hayatınızı nasıl yaşamak istiyorsanız öyle yaşayın. Bu hata yapmayacağınız anlamına gelmiyor hata da yaparsınız sonra yeni bir şey denersiniz ve böyle gider ben böyle düşünüyorum.

B- Bence eminseniz eğer o bölümü istediğinizden, o alanda ismi duyulmuş insanların biyografilerini okuyabilirsiniz. Bu sizi motive eder belki.


🐝Lisede 4 yıl boyunca fazlaca bilgi öğreniyoruz bir üniversite sınavı için ve klasiktir ya sorarlar bu bilgiler ne işimize yarayacak diye. Üniversitede bu durum nasıl, öğrendiklerinizin ne kadarını meslekte kullanıyorsunuz ?


H-Ben bugün biyokimyaya lanet okudum biliyor musun ? Nefret ediyorum gerçekten.

S-Yani bu şöyle sadece lise için düşünmeyin üniversitede aynısı var. Üniversite bitikten sonra da sınavlara giriyoruz, ve yine 4-5 yıl boyunca öğrendiğiniz şeyler bir sınavda bakın da ben kendi bölümümüz için söylüyorum teorikte öğrendiklerimizin %50 sini falan pratikte kullanıyoruz.

E-Belki temel oluşturduğu için de diyebiliriz %50 diye. Ama gerçekten teoriğe göre pratikte uyguladığımız şeyler daha az oluyor yüzdeliğe vurduğumuzda. Çünkü çok fazla bilgi var literatürde ve her şeyi direkt uyguluyor musun gerçek hayatta? Hayır

S- Lise döneminde de herkes için farklıdır ama ben şu anki Türkiye sisteminde geldiğimiz bölümü okuyabilmemiz için ya da rahatlıkla geçmemiz için bir altyapı hazırladığını düşünüyorum yani algı açmak, belirli bi mantıkla çalışmayı öğrenmek… Yani tamamen bir ezber sistemi olduğu için. 

H- Aynen lise size çalışmayı öğretiyor üniversite de daha çok çalışmayı.

B- Kızlar ben öyle düşünmüyorum yani en azından pratikte kullanmasan bile bir altyapı oluşturuyor. Yıllar sonra başka bir konuyu anlamak için bir zemin hazırlıyor yani kısacası üniversitedekiler o kadar da gereksiz değiller, bence lisede daha gereksiz üniversite de boşa gitmiyor gibi geliyor bana.

S- Geldiğin bölümde kullanma olarak lisenin bir çoğu gereksiz ama öğrendiğin bir ders sana çalışmayı ve (çok alakasız bir bölüme gitmediysen)bazı şeylere aşina olmanı sağlıyor.

H- Ben bunu yabancı öğrencilerle kıyaslıyordum. Onların çok basit bir sınavla geldiklerini düşünüyordum ama onların adaptasyonu çok daha zordu konuya hakimlikleri bize göre çok daha azdı.

S- Ama tamamen ezberci sistem için konuşuyorum bunları


🐝Hepimiz bu sistemden geçiyoruz sizde üniversiteyi tamamlamış kişiler olarak neleri eksik görüyorsunuz ?


B- Arkadaşlar bunlar bizim değiştirebileceğimiz şeyler değil ama benim eksik gördüğüm şeyler şöyle:meslek lisesidir hor görülmemeliydi. Mesela bizde üniversite mezunu işsizlik oranı çok fazla ya Almanya’da bizdekinin 1/3 kadar falandı heralde yaklaşık olarak. Çünkü onlarda meslek liseleri bizdeki gibi görülmüyor, burda hiçbiryere gidemiyorsan meslek lisesine gidersin en alt düzeyde eğitim alırsın gibi görülür. Kaçış rampası diye bir program izlemiştim. Oradaki adam diyor ki tarım koleji diye bi yer açsan havalı olur ooo kolej falan diye ama öğrencilerin en alt kademesi gibi görülen bir meslek lisesine neden ilgi olsun ki. Direkt üretime katkısı olabilecek bölümleri daha yüksek puanla alınabilecek yerler haline dönüştürürsen o zaman üretim yapılmaya başlanır diye düşünüyorum ben ayrıca atıl kalmış, mezunlarının işsiz kaldığı bölümlerin de gün geçtikçe kontenjanlarının arttırılması değil de kapatılması gerektiğini düşünüyorum. Bir diğeri de öğrenciden ziyade ailesinin eğitilmesi gerekiyor eğitim sistemimizdeki eksiklerin %90’ı bence bu. Öğrencinin tecrübesiz olduğu konularda onu iyi yönlendirebilecek tecrübede bir ailesinin olması gerekli. Başka da ilkokulda ve ortaokulda ders kitabı çalışma kitabı vardı ve biz sürekli onları dolduruyorduk bence bunlar çok gereksiz. Teoman Duralı diye felsefede bi hocamız vardı vefat etmiş onun bir sözü vardı: Ben asla ödev falan yapmazdım gibi bir hocası sayesinde felsefeyi sevmiş ve ona ilgisi olduğunu anlamış lisede çalışmaya başlamış ve yalnızca sevdiği şeye çalışıyormuş. Ve bu insan Türkiye’de felsefenin öncülerinden yani. Ben her petekten bal almayı doğru bulmuyorum. Yaşadığımız çağ bir alanda yoğunlaşma çağı ama biz herşeyi öğrenmeye çalışıyoruz ve bu yüzden ilerleyemiyoruz zaten. Yani Avrupa ve Batı ülkelerinden farkımız bu. 


🐝Denir ya üniversite de her çeşitten insan vardır diye. Özellikle ateist,deist ve LGBT destekçisi kişiler. Bu abartıldığı kadar fazla mı ?


E-Bunu ilk defa burda açıklayacağım ama benim yurttaki arkadaşlarımdan biri eşcinseldi. Şöyle ki benim zamanımda olduğu kadar az değil şu anda böyle kişiler, sayıları fazlaca arttı. Özellikle kendisi öyle olmasa bile destekleyen kişilerde de çok artış var. Yine de ben çok denk gelmedim. Atesit ve deist kişilerde oluyor elbette, görüşü farklı olan bir okulda okuyorsanız karşılaşma ihtimaliniz daha yüksek olur tabii ki.


 🐝Bölümünüzün zorlukları neler ve diş hekimliği  eğitimi almak isteyen kişilerde ne gibi özellikler olması gerekir ?


H-Bunu ilk Sema’dan duymuştum. Diş hekimi olmak için gereken el becerisini bir elmanın kabuğunu hiç koparmadan tek seferde soyabiliyorsanız yeterli olurmuş. Şöyle ben kendi açımdan konuşacak olursam resim falan çizdiğim için elim böyle şeylere çok yatkındı o yüzden bu sabun yontma alçı kazıma işlerine bayılırdım. Hayalimdeki bir şeyi iki boyutlu değilde üç boyutlu bir resme dönüştürmekti sabun yontmak benim için. Ve hocalarda beğenince aşırı motive oluyordum. O kısımda zorlanan arkadaşlarım olmuştu. Sonrasında da alet tutuşlarını öğreniyoruz. Kocaman bi maket dişteki sulku(çukuru) yapmakla küçücük bir diştekini yapmak bir olmuyor preklinikte küçük dişi yapmak tabii ki daha kolay oluyor. Ama hastada değil benim için . Çünkü hastada dikkat edilmesi gereken çok fazla şey var o yüzden ben preklinikte daha mutluydum. 

S- Ben de şöyle diyebilirim; ilk yıllarda bir pratik eğitiminiz oluyor klinik öncesi daha sonra hastane, bunların yanında insanlarla bir iletişim becerinizin olması lazım. Çünkü hastanede size bir insan emanet ediliyor. İlk kısımdaki zorluk el becerisiyle alakalı ne kadar görsel hafızan kuvvetliyse gördüğün şeyi o kadar iyi dökebiliyorsun. Klinikte ise hastanın beklentilerini karşılayabilmen gerekiyor. El becerisi tabii ki önemli ama geliştiriledebilir. İletişiminiz iyiyse ve öğrenmeye açıksanız bence tercih edilebilir. 

E- Ben de sabrın çok önemli olduğunu düşünüyorum. El becerisi olan kişiler daha severek ve kolay yapıyorlar ama olmayan kişilerin geliştirmek için çabalaması gerekiyor ve burda ciddi bir sabır lazım oluyor. Bizim gerek laboratuvar zamanımız olsun gerek hasta ile iletişim kısmı olsun gerçekten sabır istiyor. 


🐝Lise hayatı ile üniversite hayatı arasındaki farklar nelerdir ? Sizin gözlemleriniz neler ?


S- bireysellik

E- sorumluluk

B- üniversite hayatı çok güzel ya kızlar benim lise hayatım çok kötüydü. Anlatanlarda lise hayatı daha samimi gibi şeyler duyuyorum tabii. Üniversitede sen kiminle konuşmak istiyorsan onunla konuşursun nereye gitmek istiyorsan oraya gidersin ne kadar çalışmak istiyorsan o kadar çalıştırsın bana lise hayatı daha zorundalıklı geliyor ama üniversite hayatı daha serbest daha gelişime açık hele ki büyük şehirde okuyorsanız. Sınav dönemleri hariç hiç böyle sıkılabileceğin bir dönem değil. Bence liseyle kıyaslanamayacak kadar güzel üniversite hayatı.

E- Biraz kendi başınalık ve özgürlük var Büşra’nın dediği gibi. Yani kendine bağlısın ve ne yapmak istiyorsan ona ortam var aslında. Kendini geliştirmene de imkan var kös kös oturup tembellik yapmana da her şey senin elinde. Bir de sorumluluğu da var. Örneğin devamsızlık problemin varsa bunu ailen değil sen takip edeceksin. Liseden üniversiteye geçtiğinde sorumluluğunun ve özgürlüğünün arttığını fark ediyorsun .

 

🐝Herkes üniversite okumalı gibi bir algı var, kendimizi başka türlü de geliştirebiliriz aslında. Sizce bu algılara karşı nasıl mücadele etmeliyiz ?


B- Mesela benim kardeşim de üniversite okumadı ama kendini geliştirdi. Şimdi annemler diyor ki sen en iyisini yaptın evde oturarak paranı kazanıyorsun falan. İnsanların ne dediği 5 dakika sadece. İnsanlar seni gördüğünde 5 dakika düşünür ve ayrıldığınızda tekrar aklımdan uçup gidersin. Bu yaşlarda önemseniyor aaa bu benim hakkımda şöyle dedi falan diye ama bu biraz o konuşan insanın pervasızca konuşmasından kaynaklı. Karşısındaki insanı ne kadar etkileyeceğini düşünmeden direkt aklına geleni söylüyor ama aslında onun hayatında etkisi yok söylüyor geçiyor. Yaptığın işle ona karşılık verirsen de düşünceleri anında değişti bu daha iyiymiş ya iyi ki bunu yapmışsın diye. Bu birazcık -ne kadar bu kelimeyi sevmesemde- kendini pazarlamakla ilgili. Örneğin bir üniversiteden mezun oldun iyi bir bölümden ve sadece lisans eğitimini tamamladın diğer kişi çok gerekli olmayan bir bölümden mezun oldu. Tezsiz yüksek lisans diye bir şey parsını veriyorsun ve yapıyorsun. O kişi de bundan yaptı misal. İnsanlar diyor ki bak ama o yüksek lisans yaptı sen sadece lisans eğitimi aldın. Oysaki senin okuduğun bölüm daha iyi. İşte böyle durumlarda kendini pazarlaman gerekiyor. 

E- Ben de çekirdek ailenizin sürekli gördüğünüz insanların dediklerini daha çok ciddiye almanızı tavsiye edebilirim. Eğer onlar da sizi destekliyorsa sıkıntı olmaz inşallah. Ama hayatımızda da bazı gerçekler var yani. Böyle şeyleri de göz önünde bulundurmalısınız. 

B- Ben size üniversite okumak zorunlu değil demek istedim. Bazı bölümler ve öğrenciler var ki sadece faklı bir şehirde baba parası yiyerek yiyip içip gezilen yani böyle şeyler de vicdana dokunuyor. Üniversiteye gidiyorsan ve istediğin de bir bölümse kendini de geliştirmek istiyorsan sen zaten doğru bir yoldasındır.


 🐝Gençlik dönemi çok kıymetli ve bizler bu dönemi verimli geçirmek istiyoruz bizlere neler önerirsiniz ?


E- Ben yapmadım pişmanım ama siz yapın diyebileceğim şeyler var. Bence erken uyanmak çok önemli bi konu. 

H- bende kendi adıma şöyle diyebilirim ki olabildiğince fazla kitap okuyun, ben şu kişinin şu eserini ya da şu belgeseli biliyor musun dediklerinde bilen biri olmak isterdim. Lise dönemi öyle bir dönem ki sevdiğiniz her şeyi size erteletip unutturup üniversite sınavı üniversite sınavı diyen bir süreç. Lisede ve üniversitede ne kadar boş zamanınız varsa aklınızdaki yapmak istediğiniz şeyleri yaparak ya da yapmaya çalışarak geçirin. Ben pandemi döneminde bir vakfa katıldım ve orda makale çevirileri yapmaya başladım işte o zaman geliştiğimi ve bir çok konuya ilgi duymaya başladığımı fark etmiştim, daha öncesinde bunu başaramamıştım çok. Özellikle duygusal olarak çöküş yaşadığınız dönemlerde o yoğunluk farklı konulara olan ilginiz sizi ayağa kaldırıyor diyebilirim. Benden yaşça büyük insanların yaptığım işleri beğenmeleri övgü dolu sözler söylemleri beni çok mutlu ve motive etmişti. Size diyebileceğim bir diğer şey de bu işte ilgi alanlarınızı bulmaya çalışın direkt onlarla doğrultulu işler yapamıyor da olsanız neye ilginiz olduğunu bilin en azından.

🐝 Üniversite ortamı deyince özne direkt kişinin kendisi oluyor. Zaten bahsettiniz. Sorumluluk olsun. Çünkü özgürlüğün verdiği bir sorumluluk var ve lise gibi değil yani aynı sınıf aynı ortam değil. yeni bir ortam bir sürü arkadaş ve yepyeni bir yol oluşuyor. bu yolun güzel bir manzarası olduğu gibi sıkıntıları da olabiliyor. o sorumluluğun verdiği kendi başına bir yetişkin yolculuğu. bu süreçte sizi en çok etkileyen tecrübeniz neydi? hem bir yetişkin hem de bir öğrenci olarak. o süreçteki en etkilendiğiniz tecrübenizi merak ettik. Tabii ki de özel değilse:)


B: üniversiteye ilk başladığınızda biraz daha saf oluyorsunuz. daha bir masum. insanları daha olduğu gibi yani işte böyle gözüküyor böyledir falan. grup olarak bizim böyle en çok şaşırdığımız, tecrübelendiğimiz aydınlanma yaşadığımız dönem. böyle mesela hani çok güzel eşarbını bağlamış böyle harika. bu kızın işte dini tam bütündür falan diyorsunuz. sonra işte böyle direkt gördüğünde hani onu kafanda algılama biçimin var ya o daha bence beynin daha taze olmasından kaynaklanıyor. işte ne biliyim bir takkesi var oğlan mescitten çıkıyor. oo işte ondan dindarı yok kafamda mesela. yani böyle şeyler biz bunu 2.sınıfta falan bu konuyu açtık çok şükürki 3'te böyle daha beynimiz çalışmaya başladı. Ama bence o benim en büyük tecrübelerimden biri oydu yani. insanların mesela bi dine inanmıyorum diyen bir insan çok ahlaklı olabilir. yani onu hemen yargılamanın ondan uzaklaşmanın bir manası yok. onun ne biliyoruz ki son nefesinde onun imanlı olucak bizim belki olmucak. yani birazcık da hani benim kendi kafamda çünkü ben birazcık daha düzn bakan bir insandım. daha bakış açım genişledi. hoşgörüm arttı diyebilirim yani insanlara karşı. öyle hani çok dindarmış aa ben bunun arkadaşı olmalıyım kafasında değilim artık. öyle bir şeyim yok yani. kısaca bu. 


E: Ben de mesela tecrübe olarak böyle nasıl desem insani ilişkilere karşı olduğunu düşünüyorum üniversite olarak. büşranında dediği gibi biraz daha bakış açın genişliyor biraz daha insan tanıyorsun. çok çeşitli insanlar gerçekten buna önem verin gittiğiniz zaman yani inşaAllah. yani böyle korkmayın. çekinmeyin yani. sizin zaten belli bir altyapınız olduğu sürece kendi fikirlerinizin temelini iyi oluşturduğunuz sürece hiçkimsenin fikrinden korkmanıza gerek yok. birinin fikriyle tartışmanız o insanla kötü olacağınız anlamına da gelmiyor. gayet iyi arkadaş olursun ama bir fikirde sen aynı düşünmeyebilirsin yani arkadaşınla bu normal bir şey. yani nasıl bu insani ilişkilere karşı bizim yaşadığımız şeylerden biraz daha nasıl desem geniş bir perspektiften bakmaya başladık diye düşünüyorum.


🐝 Şimdi inşaAllah yakın zamanda yeni bir üniversite öğretim yılı başlayacak birçok öğrencinin de ilk haftası olucak. ilk deneyimi olucak. sizin ilk deneyiminiz nasıldı neler söylemek istersiniz?

H: Biz o gün arkadaşımla yurttan çıkmıştık. bizim sınıf arkadaşımız aynı yurtta birkaç arkadaşım vardı. o yüzden böyle. bir de benim şöyle bir olayım vardı. üniversiteye girmeden önce tesettürlü değildim ve böyle üniversiteye ankaraya gittik o şekilde burda girdim ve ankarada tesettürlüydüm artık. çünkü şöyle düşündüm yeni bir ortam hiç tanımadığım insanlar benim için daha kolay olur alışması ve bunun içinde çok dua ediyordum. sonra aynı yurtta olduğum arkadaşımla beraber sabah yola çıkmıştık ve servisi kaçırmıştık sonra metro ile binbir eziyetle okula geç kalarak aslında geç kalmamışız kimse yoktu ortalıkta çünkü gelmiştik ve işte dsha sonra bi baktik ki bizim okul adlinda bekkedigimden çok farkliydi. Cunku ben hani hir de tesetture yeni girmis biri olarak boyle biraz şey bakiyordum acaba ünivrrsite ortami nasil olucak? Sonra bir baktimki herkes tesetturluydu nerdeyse ve çok az açık vardi bizim okulda. Ben inanilmas sasirmistim böyle ve kizlar ve erkekler ayri ayri oturmuslardi o girdiğim zaman ilk onu hatirliyorum. Kizlar bir taraftaydi erkekler bir taraftaydi sonra demistim ki vay be bu okul böyleymiş demek ki falan sonra büşrayı orda nasıl bulduk birbirimizi bilmiyorum. Büşra ile tanıştım. Ve Sonra bana işte aaa sen böyle değildin falan demişti. Sonra semayla tanıştık. O şekilde. O hafta nasıl geçti bilmiyorum ama o ilk gün böyleydi.


E: Ben de ilk o sınıf ortamını oryantasyon diye bir şey var zaten okulda. Sizde gidince yaşarsınız. Size okul tanıtılır hocalar tanıtılır arkadaşlarınızı görürsünüz falan. Ben daha nasıl diyeyim böyle dizilerdeki gibi falan bir ortam bekliyordum sanırım ama öyle bir şey değildi yani bildiğin lise sınıfı gibiydi. Biraz daha herkes sivil kıyafetle gelmiş ve kendi görüşünü biraz daha yansıtıyor gibiydi falan böyleydi yani ortam. Öyle çok da gözde büyütülecek bir şey yok gibiydi. Sonra işte şimdiden mesela o zamanıma baktığımda toy olduğum çok belli oluyor yani mesela şimdi gidip o halimi gorsem derim ki bu kesin 1.sınıf. Belli oluyor biraz. O ortamdaki toyluğum. Ama önemli değil herkes aynı yollardan geçiyor.  


🐝Bizim sloganımız şöyledir Arı Kovanı işçileriyiz ve her yere polen yaymaya gayretli birkaç genciz. Bu süreçte bize destek olan insanlarla birlikte olmak çok farklı bir şeymiş. Bize ayırdığınız vakit için teşekkür ederiz. Çok bilgilendirici bir polenleşme oldu.






NOT: Bugün bu polenleşmemizin birinci bölümü ile karşınızdayız. Gelecek hafta nasip olursa 2.bölümü ile karşınızda olacağız. O zamana kadar sizleri biraz heyecanlandıracağız. Çünkü heyecanlanmak güzel şey🐝🐝🐝

Not: 1. Bölüm paylaşımı 25 Eylül 2022, 2.bölüm paylaşımı 2 Ekim 2022

Not: Faydalanmasını  istediğiniz arkadaşlarınıza bu yayını hediye edebilir ve de yorumlarınızı bize iletebilirsiniz.

NOT: Bizlere instagramdan https://www.instagram.com/arikovaniblog/ ve de mailden arikovaniblog@gmail.com ulaşabilirsiniz.


Yorumlar

  1. Çok çok teşekkür ederiiiizz,mükemmel olmuş hemen part2 gelsiiiiinnn

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En kısa sürede tam da bu yayından devam edecek inşâAllahu teâlâ🐝🧡

      Sil
  2. Harika olmuuus🥳 özellikle arkadaşlığın öneminin bahsedildiği kısımlar ve bu yolda işimizi kolaylaştıracak alışkanlıklaara bayıldım. Şifa oldu🌹🐱 teşekkür ederiizzz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim de güzel notlar aldığımız ve heybemizi güzel polenlerle topladığımız yayın oldu. Kıymetli yorumunuz için biz teşekkür ederiz.🧡🐝

      Sil
  3. Çok güzeldi çok teşekkür ederimm🥰

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz bizleri çok mutlu etti asıl biz teşekkür ederiz.🐝🧡

      Sil
  4. ♥️🦋♥️🦋♥️

    YanıtlaSil
  5. Diş hekimliğine yeni başlamış bir öğrenci olarak aydınlandığım pek çok nokta oldu. Çok güzel ve faydalı buldum💝

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederiz hekim adayımız:) faydamız dokunduysa ne mutlu bize🧡

      Sil
  6. Emeğinize sağlık, çok keyifli bi sohbet olmuş.. sorular ise cevaplardan daha harika 💕

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin de okuyan gözlerinize sağlık:) okuyucu kitlemiz bizim için çok önemli olunca soruların üzerinde çok çalışıyoruz. Nice güzel sorulara o zaman🧡

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar