POLENLEŞME MUHABBETİ 10, KONU: SINAVLARA BAKIŞIMIZ NASIL OLMALI?


 Herkese selamunaleyküm, yeni polenleşmelerle ve yeni polenleşme arkadaşları ile sizlerle olmaya gayret ediyoruz. Yaz vakitlerinde de polenleşme okumak ne güzel olur. İnsanın içini serinletir bence. Dualarımız o ki sizleri de serinleten, rahatlatan nice polenleşmeler yaparız. Bu haftaki konuğumuz, Habibe Zeynep Tunç. Kendisi ile sınavlar hakkında konuştuk. Sınavlara verdiğimiz aşırı önemlerden tutun, sınavdan çıktıktan sonraki süreçte neler yapabilirize kadar konuştuk. Allah doğru şekilde bakmamızı nasip etsin sınavlara ve sisteme. Âmin. O zaman polenleşmemiz başlasın. Bismillah.

Sevgili Habibe, gençler olarak gençlik yaşlarımız sınavlarla geçiyor. Üniversite sınavı da bunlardan birisi. Ve gerektiğinden fazla anlam yüklediğimiz de oluyor. Hayat sadece bunlardan mı ibaret?

–17/18 yaşına gelen her gencin sınav maratonu başlamış oluyor ve bu gençler için büyük önem arz ediyor. Hayatlarının merkezinde girecekleri sınav yer alıyor. Fakat bir şeyi unutuyoruz ki o kadar önemsediğimiz sınavın aslında her şeyimiz olmadığını... Çünkü hayatımız bundan ibaret değil biz bundan ibaret değiliz.

Sınavlara bakışımız nasıl olmalı?

–Sınavlara hayatın sonuymuş gibi bakmamalıyız biliyoruz ki birçok genç maalesef bunu bu şekilde düşünüyor. Onlara tavsiyem sınava gereken önemi versinler ama o olmadan hiçbir şey yapamayız o olmazsa hiçiz düşüncesinden çıksınlar bu onlara büyük oranda zarar verir ayrıca hazırlık sürecinde strese sokar.

Sınavlara olan bakışımızdaki dengeyi nasıl oluşturabiliriz peki?

–Yani bunda stres faktörünün ortaya girip girmemesine bir bakmak lazım derim. Çünkü stres olduğu zaman gözümüzde daha çok büyüyecektir. Fakat stressiz hazırlanmayı başarabilirsek ben şimdi gireceğim yapacağım ve çıkacağım diye kendimizi telkin edebiliriz. Sürekli geleceği ve geçmişi kafaya takarak değil de anda kalmayı öneririm. Anda kalmak o an için elinden gelenin iyisini yapmak olacaktır. Bu da bizlere sınavın çok da korkulan bir şey olmadığını gösterir.

Biz kendi içimizde belli bir denge oluştursak da çevremizdeki insanların bizi sınavdan ibaret görüyormuş gibi hissetmemiz ya da okullarımızda olan rekabetçilik bunlar bizleri etkiliyor. Bunlara karşı kendimizi nasıl korumalıyız? Mesela bilenler bilir. Önceden herhangi bir şey için kolay kolay aramayan akrabalarımız ya da büyüklerimiz diyeyim. Sırf bu sınavlar için bizleri aramaları ya da sonuçlarımızı merak etmeleri, bizim sınavlara gereğinden fazla anlam yüklememize ve de sadece ondan ibaretmişiz hissini veriyor. Biz bu durumda nasıl koruyabiliriz kendimizi?

–Çok haklısın. Şu an bu durumu yaşayan kardeşlerimiz çok fazla. Gerek çevresinden dolayı sınava girmek zorunda kalan gerek baskılar yüzünden istediği bölümü seçemeyen vs. vs. Bizler önce kendi kafamızda sınava büyük anlam yüklemeyi bırakırsak çevrenin etkisinden biraz olsun kendimizi soyutlarız diye düşünüyorum. Çevremizdekiler bırakın ne düşünürse düşünsün. Biz o düşüncelerden ibaret değiliz. Yanımızda bizi biz olduğumuz için seven insanlara yer vermeliyiz. Diploma, unvan adına bizi seven arayan soran kişilere değil. Seçimimizi bu şekilde yapmaya çalışırsak bizi daha mutlu bir hayat bekliyor olacaktır.

Bu şekilde dengeyi oluşturmak da zamanla olacak bir şey diye düşünüyorum. Gençlik döneminin başlarında olan bir insan, çevresinin yönlendirmesiyle onlar ne derse, nasıl hareket ediyorsa o şekilde hareket etmeye çalışıyor. Herkes üniversite sınavına girmek zorunda değil mesela. Kişi az buçuk ne istediğini de bilmeli. Başkalarının ne dediğini, ne yaptığını kafasına takmaması için. Sence, adım atacağımız yollar hep sistemsel sınavlarla mı olmalı? Hepimiz aynı yoldan mı ilerlemeliyiz?

–Hayır. Sistemsel sınavlar kendimizi tam olarak gösterebildiğimiz basmaklar değildir. Herkesin yolu farklı kim neyde iyiyse oraya yönelmeli o şekilde yaptıkları işten verim alacaklardır. İnsan zorunda olduğunu değil mutlu olduğunu yapmalı.

Peki böyle düşünceye nasıl varabiliriz. Biliyorsun ki sürü psikolojisi diye bir durum var. Ve şu an 18 yaşında, 19 yaşındaki bir insan üniversite sınavına girmek zorunda diye bir algı var. İnsanlar nasıl doğru şekilde istemediği şeyi yapmamak için adım atabilir?

– Sınava girmeyeceklerse kendilerini geliştirmeleri lazım ki normal bir insandan farkları olsun. Ama benim tavsiyem eğer girmeyi istiyorlarsa hiçbir şeyi engel görmesinler ve çalışsınlar. Kazandıkları bölümde de kendilerini iyice geliştirecek şeyler yapsınlar. Özellikle kızlar olarak ilim tahsil etmeliyiz her ne şekilde olursa olsun kendimizi geliştirmeliyiz. Şu anki devirde kendi ayaklarımızın üstüne durmak önemli.

Bir de şu var mesela, hangi alanı seviyorsak ona yönelmek ve orda bir şeyler üretmeye çalışmak. Zaten sevdiğimiz yerde her türlü girişime gireriz ve yeşillendiririz her yeri Allah nasip ederse. Peki sevdikleri alana yönelmek isteyen ama orda iş imkanı yok. O alan hiç iyi değil diye bizi istemediğimiz alanlara yönlendirenlere karşı, biz nasıl adım atmalıyız?

–Aynen öyle. Bence kişi istediğinde eminse vazgeçmemeli ve oraya gidip oradakilerden farklı olmalı yine bir adım önde olmalı ki iş vs. bulabilsin. Allah nasip ettiğinde açılmayacak kapı yok...

Amenna ve saddakna. Her türlü engele rağmen gerek sözlü gerek fiili olsun, sevdiğimiz işlere yönelmek nasip olsun inşâAllah. Zorlukları atlatabilmek nasip olsun. Peki şimdi, sınavdan çıkmış yani o yoğunluktan çıkmış ama ne olacak diye de endişelenen arkadaşlara neler tavsiye edersin? Yani tam olarak sınavı merkeze almayınca hayatımızda çok fazla boşlukta kalmayız ama boşlukta kalan arkadaşlara neler önerirsin?

–Amin tüm herkesin gönlüne göre versin Rabbim. Sınavdan çıkmış kardeşlerimizin de en azından sınav açıklanana kadar biraz dinlenmelerini öneririm tabii ki bunun yanında sınavdan dolayı erteledikleri ne varsa yapmaya çalışsınlar. Vakitlerini verimli geçirmeye çalışsınlar. Örneğin sınav sürecinde hantallaşan vücut için spor yapsınlar, yürüyüş yapsınlar yemelerine dikkat etsinler.

Ruhen ve bedenen kendimizi rahatlatmaya çalışalım bence de:) sadece bundan ibaret olmadığımızın da bilincinde olarak doğru şekilde bakmak nasip olsun sınavlara. Başka özel önerilen var mı? Mesela şunları yapmayın ve de bu zaman dilimlerinin kıymetini daha da anlamlandıracak neler var, eklemek istediğin bir şeyler var mı?

–Ne olursa olsun kendilerini sevsinler başarı da başarısızlık da herkesin başına gelen bi şey ders alıp ileriye bakmak gerekli geçmişe takılıp kalmasınlar. Ölüm ve hastalıktan başka her şeyin telafisi olur bunu unutmasınlar kendilerini yıpratmasınlar sağlık kadar kıymetlisi yok. Şimdilik bunları söyleyebilirim. Teşekkür ederim.

Biz teşekkür ederiz Habibe Zeynep. Deneyimlerini bizimle paylaştığın için. Allah filizleneceğimiz yeri buldurtsun bizlere ve biz orayı sevelim. Her nerede bulunursak bulunalım, rıza-ı ilahi ilk amacımız olsun. Gençliğimizi anlamlı geçirmek nasip olsun hepimize. Allah razı olsun Habibe Zeynep:)

–Aminn kardeşim. Allah rızasına uygun yaşamayı nasip etsin.

NOT: Bu haftaki polenleşmemiz tam da sınavlar bitmiş, neler yapacağız diyenlere armağanımız olsun. Hayatın sadece bundan ibaret olmadığını kalbi olarak hissetmek nasip olsun. Yorumlarda düşüncelerinizi ve duygularını belirtebilirsiniz genç arılar:) bizler polenlerimizi yaymaya devam edeceğiz inşâAllah. Paylaşmayı unutmayın:)


Yorumlar

  1. Ümmü Gülsüm20 Temmuz 2022 17:13

    Çok tatlı bir sohbet olmuş. Dünyanın sonu değil gerçekten elimizden geleni yapıcaz ama gerisi artık nasip. Her şey bu sınavdan ibaret değil önceliğimiz daima kendimiz olmalı. Hangi yöne ilgimiz varsa oraya gidip en iyisini yapmak varken sevmediğimiz bir yere gidip sıradan biri olmayı tercih etmek hiç doğru değil. Çok güzel anlatmışsınız zaten bunu elinize sağlııkk 🧡🐝

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kıymetli yorumun için çok teşekkür ederiz arı kovanı üyemiz🐝🐝🐝

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar