ARILAR POLEN TOPLUYOR 1, KONU: GENÇ İHH LİSE VİZYONU VE ÇALIŞMALARI


Herkese Selamunaleyküm! Bugün biz arılar için çok mühim bir gün. Bugün konuklarımız da bizim için çok değerli çiçek ablalarımız. Ve bugün Allah nasip ederse Genç İHH Lise instagram hesabında ilk yayınımızın paylaşılacağı gün. Biz de bugünün kıymet ve önemini bilerek sevgili Genç İHH Lise ekibinden ablalarımızı misafir ettik ve onlardan güzel bir polen toplayalım dedik . Mâlum biz genç arılar özellikle büyüklerinden polen toplamayı unutmamalı ve bunu da işleyip güzel ballar elde edip çevresine de ikram etmeli. Bugünkü konuklarımız Genç İHH Lise sorumlusu Şüheda Durak, Genç İHH Lise eğitim sorumluları Büşra Yıldırım ve Ervanur Arı. Kendileri, çok severek polen topladığımız büyüklerimiz oldular. Genç İHH Lise ekibindeki ablalarla Genç İHH Lise'yi konuşmasak olmazdı. O zaman bismillah.

🐝Genç İHH Lise'nin vizyonu ve misyonu nedir?
 
E: Daha genel ve üst pencereden bakmamız gerekirse eğer, benim İHH'yı temsil ederken gözlemlemiş olduğum kadarıyla ve kendime ilke edindiğim mevcut düzende Müslümanca düşünebilmek, Müslümanca davranabilmek ve bu minvalde Müslümanca bir şeyler yapabilmek adına bir vizyon ve misyonu var. Çünkü Müslüman "Mazlumun dini yoktur." der. Vakıf bunu benimseyerek her dine mensup insana yardım ediyor.
Çünkü Müslüman "Her zaman ümmete faydalı olacak olan işlerin peşinden koşar." der vakıf. Yine bunu benimseyerek adım atmaya çalışır. Kısacası Müslümanca bir şeyler yapabilmek diyebiliriz kendi adıma.

🐝Genç İHH Lise nedir, amacı nedir?

Ş: Gençlerin kendi isteği ile ön planda bulunduğu ve edilgen kişi yapısından uzaklaştığı, fikirlerinin önemsendiği bir platformda ilerlemelerini istediğimiz için buradayız, asıl amacımız bu. Hem öğrenip hem eğlenerek tabii bunları İslami sınırlara göre uyguladığımız değerlerimizi koruyarak ilerlediğimiz bir çalışma aslında Genç İHH Lise.

🐝Genç İHH Lise’nin şu anda devam eden çalışmaları nelerdir? Yüz yüze ve online çalışmalarından ve amaçlarından bahsedebilir misiniz?

Ş: Genç İHH lise şu an Türkiye’nin 64 ilinde; eğitim faaliyetleri, sosyal faaliyet çalışmaları, yaz ve kış kampları olarak kamplar düzenliyor. Eğitim faaliyetlerinde bizim haftalık olarak gerçekleştirdiğimiz bir ders serisi var. 2 senedir "Mercek Altı: Ayetler" olarak devam ediyoruz bu derslere. Ayetleri kavramlar olarak ele alıyoruz. Hayatımıza geçirmek istediğimiz kavramlar olarak. Genel merkezde bu seri ile ilgilenen bir arkadaşımız var. Çizim, konu ve kavram gibi birçok planlama burada yapılıyor. Daha sonra il genelinde bulunan İHH şubelerine gönderiliyor. Onlar da sizin gibi birçok liseli gençler ile bu seriye devam ediyorlar. Kitap okuma grupları var orada kitap tahlilleri yapılıyor. Kitaplar belirleniyor. Grupta bulunan ayda 1, 2 ya da 3 olmak üzere periyotları kendi belirleyecek şekilde kitap tahlillerine devam ediyorlar. Farklı illerde bulunan İHH şubelerinin il genelinde kendi düzenlemiş olduğu farklı eğitim faaliyetleri oluyor. Tefsir okumaları, yazı okumaları ve siyer okumaları gibi çeşitli eğitim faaliyetlerinde bulunuyorlar kendi aralarında. Sosyal faaliyet; çalışmaları tamamen birlikte kaliteli ve eğlenceli vakit geçirmek adı altında yapılan etkinliklere sosyal faaliyet diyebiliriz. Piknik, film izlemeleri, film tahlilleri ve çiğköfte, waffle partileri gibi etkinlikler yapılıyor. Sosyalleşmek adına birçok faaliyet yapılıyor. Tabii bunlar il genelinde yapılan sosyal faaliyet çalışmaları. Bizim genel merkezde yaptığımız sosyal ve eğitim faaliyet çalışmalarına gelecek olursak eğer. Mesela "Kızlar Aramızda Kalsın" genel merkezin online faaliyetlerinden bir tanesi. Bu arada genel merkez İHH'nın İstanbul Fatih'te bulunan genel merkez  binasında bulunan bizler oluyoruz. Online olarak gerçekleştiriyoruz ki Türkiye’nin her yerinden katılım olması için. "Mümin Genç Kızın Acil Eylem Planı" da bunlardan biri. Sosyal faaliyet çalışmalarında da biz genel merkez olarak geçen sene online olarak başladığımız bir "B12" çalışması vardı. Ondan bahsedelim. B12 çalışması online olarak başladı. Unutulmuş Osmanlı vakıflarını tekrardan günümüzde yaşatmak için çıktığımız bir çalışma. Adının B12 olmasının sebebi ise B12 vitamin eksikliği unutkanlığa sebep oluyor ya bizde gündelik hayatın B12'si olan unutulan, değerleri hatırlatmak istediğimiz için böyle bir isim verdik. Katılan arkadaşların 3 kişilik gruplar oluşturmasını istiyoruz. Herkes kendi takımını kuruyor. Mektup ile her ay 1 defa olmak üzere yaşatacakları Osmanlı vakfını gönderiyoruz. Sadece vakfın ismi gönderiliyor. Mesela israfı önleyen vakıf. Bunlar gerçekten Osmanlı'da kurulmuş ve faaliyet gösteren vakıflardan bir tanesi. Herkes kendi projesini oluşturuyor ve bunu hayata geçiriyor. Bunu yaptıklarına dair bize fotoğraf ve video gönderiyorlar. Biz de bunları bize göndermiş oldukları video ve fotoğrafın kalitesine ve projeye göre puanlıyoruz. Her ay ilk 3 takım seçiliyor. Yarışmanın sonunda 1. olan takıma sürpriz güzel bir ödül verilecek. B12 projesi Osmanlı vakıfları ile devam ediyor bu sene. Önümüzdeki senelerde bu değişecek. Her sene unutulmuş olan değerlerimizi yaşatmak için bu projeye devam edeceğiz. Proje fon dediğimiz Genç İHH olarak aldığımız bazı projeler var. Mesela bu sene yaptığımız proje Makedonya’da ki gençlik merkezi inşası. Gençlerden gençlik merkezi için bağış toplamalarını ve bağış toplayabilecekleri şeyler yapmalarını istiyoruz. Makedonya’da sizler gibi gençlerin birçok alanda faydalanabilecekleri bir gençlik merkezi inşâa ediliyor. Bu sene inşallah bu proje faaliyete geçmiş olacak. Bunun için arkadaşlar atölye, kermes gibi birçok bağış alabilecekleri faaliyetlerde bulunuyor. Ve bizim bu sene kurduğumuz Ervanur'un da başında olduğu Akademi Lise çalışması var. Sebebi ise liseli gençlerin geleceğe yönelik planlamalarında daha bilinçli hareket etmeleri için böyle bir işe başlanıldı. Bunun için de ilk olarak "Gelişim Okulu" projesine başlanıldı. Önce kendinizi tanıdığınız daha sonra kendinize göre bir gelecek planı yapabilme aşamasında size fayda sağlayabilecek olan bir proje. "Kudüs ve İbranice" var. Kudüs ve İbranice dersleri kasım ayında başladı eylül ayında son bulacak. Her ay İbranice derslerin yanında 2  seminer de yaptık. Kızlar burada sadece İbranice öğrenmiyorlar, ayrıca Kudüs hakkında daha detaylı bir bilgi birikimine de sahip oluyorlar. Kudüs'e dair çalışmaları olan, alanında kendini geliştirmiş güzel hocalarımızı sizin gibi kızlarımızla buluşturduk. Halâ buluşturmaya devam ediyoruz.

Ş: Z kuşağından bahsedelim. Dediğim gibi biz Z kuşağının bu serzenişini, yani Z kuşağı demeyeyim de işte gençlerin bu isyanını aslında haklı buluyoruz. Ve oturup gençlere şunu yapmalısınız, bunu yapmalısınız demek yerine hadi birlikte bir şeyler yapalım. Ya da siz yapın ve biz size destek olalım demek istiyoruz. Bu yüzden mesela B12 bunun örnek bir çalışması. Yani B12’de biz hiçbir şey yapmıyoruz. Sadece arkadaşlara şu vakfı ya da şu değeri günümüzde hatırlatabilirsiniz diyoruz. Ve arkadaşlar onu kendi fikirlerince, kendilerince zevklerine göre hayata geçiriyorlar. Gerçekleştiriyorlar. Kudüs ve İbranice de aynı şekilde. Büşra bahsettiğinde zaten daha iyi anlayacaksınız mesela. Arkadaşlar İbranice öğreniyorlar şu anda ve iyi bir şekilde öğreniyorlar. Bunu yapmamızdaki amaçlardan en öne çıkanlardan bir tanesi de şuydu liseli gençler İbranice öğrensinler, Kudüs’e dair, alana dair her şeyi öğrensinler ve bu alanda artık söz sahibi olsunlar. Ramazan’da Kudüs’te olaylar başladığında sosyal medyada paylaşmaktan öte biz artık İbranice olan makaleler yazalım, İbranice haberler yapalım. Gerçekten bu zulmü başka ülkelere insanlara da yayalım ve bunu bizim liseli gençlerimiz yapsınlar. Oturup sadece izlemesinler, oturup sadece hadi meydanlara çıkıyoruz, gelin dediğimizde gelen kitle olmasın, bir şeyler yapan kitle olsun diye bu çalışmaya başlamıştık. Yani bizim aslında Genç İHH Lise  ailesi olarak en çok önem verdiğimiz şey edilgen kişi olmaktan ziyade liseli gençlerin o an o projeyi gerçekleştiren, benim bir fikrim var diyebilen, benim bir projem var hadi bunu hayata geçirin diye gelip bize söyleyen ve bizim onlara destek olduğumuz kişiler ve gençler olmasını istiyoruz. Genç İHH Lise olarak en büyük amacımızın bu olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada bazen şöyle şeylerle karşılaşabiliyoruz kendi içimizde gençlerin yapmak istediği şeylerle bizim korumak istediğimiz değerler bazen çatışabiliyor. Bu noktada da her zaman gençler bize bir adım geldiğinde biz onlara iki adım gideceğiz ve orta noktada buluşmuş olacağız inşallah diye düşünüyoruz. Mesela şöyle bir örnek verebilirim: ''Bizim zamanımızda ilk Discord bir ara böyle bir anda patlamıştı ve herkes Discord'dan oyun oynamaya başlamıştı bir dönem. O zaman şunun kuşkusunu çok yaşamıştık. Yani biz Discord'da olmalı mıyız?'' çünkü Twitch yayınları oradan yapılıyor. İşte çok farklı bir alem. Farklı kötü örnek olabilecek isimler var orada vesaire diye. Bu noktada kendimizi çok böyle görmemeye çalışarak. Yaşlı amca, teyzeler gibi işte hayır o günah, şu günah. İşte bu olmaz. İşte biz Müslümanız. Buralarda olamayız tarzından ziyade. Evet Müslümanız ve her yerde olmalıyız. fikriyle ve zihniyle gençlerle birlikte gençlerin diliyle ama değerlerimizi de koruyarak gerçekten çizgilerimizi aşmayarak İslam'ın bize çizdiği çizgilerin içerisinde bir şeyler yapmaya, birlikte vakit geçirmeye, birlikte öğrenmeye, birlikte eğlenmeye çabaladığımız bir çalışma aslında Genç İHH Lise. Oturup kitap okuduğumuz, kitap tahlili yaptığımız, kitap tahlilinden sonra çok eğlenceli bir film izlediğimiz veya işte bir pikniğe gittiğimiz, piknikte kahkahalar atarak işte sohbet ederken sonrasında ağaçlara bakıp tefekkür ettiğimiz aslında hem çok eğlenirken, hem de gerçekten bir şeyler öğrenebildiğimiz, birbirimizi besleyebildiğimizi inandığımız bir çalışma diyebilirim Genç İHH Lise ailesi. Böyle özetleyebilirim.

🐝Teşekkür ederiz. Büşra abla Kudüs ve İbranice çalışmasından bahsedebilir misin bizlere?

B: Bir arı da benim evimde var. İTÜ’lü bir arı. Her şeyimiz bir anda arı oldu. Üniversite ilk başladığım yıl. Kızların arısını görünce de bir güldüm. Dedim ki ya Rabb'im ne kadar arı var çevremde. Allah sayılarımızı arttırsın, sohbetlerimizi de arttırsın. Ben sorumuza başlamadan önce her yazı yazan  benden yaşça küçük kardeşime şu iki, üç satır yazıyı okumak istiyorum. Eğer müsaadeniz varsa. Benim hayatıma da sirayet ettirdiğim bir yazı. Yazı yazmanın sorumluluğuna dair.
"Mücahit tabirinin kapsamını yazı yazan veya kendini benzeri işlere adamış kişileri içine alacak kadar geniş tutulmasındaki bilgisizlik ve sahteciliği ben böyle fark ettim. Yazmakla cihat ettiğim fikrinde hiç değilim. Yazdıklarımı ibadetimden ayrı tutmaya ise gönlüm hiç razı değil. Yazarak ibadet etmek bu yapılanı yekpare bir davranış haline sokmak anlamına gelmiyor. Bilakis şiirlerimi düz yazılarımdan her ikisi arasındaki mahiyet farkı yüzünden ayrı tutuyorum. Şiir dile gider."

B:Şiir şiirsel diyen arkadaşımı gördükten sonra yazı yazınızla da bağdaştırarak bunu özellikle söylüyorum.
''Şiir dile gider, oysa düz yazı dilden geçer. Şiir dile doğrudur, düz yazı dilden doğrudur. Şiirlerimin her biri benim gözümde birer sanat eseri olmakla önem taşır. Buna mukabil düz yazılarımın hiçbirini edebiyat metni niteliği kazandırmak istemem. Böyle yaparsam düz yazılarımdan düzlük kaybolur diye inanırım.'' 




(Büşra ablanın okuduğu ön sözü, siz sevgili arı kovanı okurlarına da iletmek istedik.)

Burada İsmet Özel'in Bilinç Bile İlginç kitabına dair yazdığı ön sözü okudum. Yaşımız küçükken yaptığımız her şeyin cihatla alakalı olduğunu söyleyip bazı Bilinç Bile İlginç kitabına yakışacak bilinçsizlikler yapabiliyoruz. Kendimiz de içine kendimizi soktuğumuzda bir misyon, bir ağırlık hissediyoruz ve hiçbir zaman düz olamıyoruz. Siz Ervanur'la bir sürü Gelişim Okulunda dersler gördünüz. Ben zannediyorum ki orada da Ervanur size sizin kendi gücünüzü, yeteneklerinizi fark etmeniz, üstünde sizden beklenen bir şey olduğunda onlara dur diyebilmeniz gerektiğini öğretmiştir. Çünkü lise birdeyken yapabildiğimle üniversite birde yapabildiğim şey arasında çok fark vardı. Hayatımın her yerinde yazı vardı. Geçmişlerde yazdığım yazılarıma baktığımda neye çabaladığımı fark ediyorum ve aslında ne kadar düz anlattığımda ve onu yaşadığımda ya anlatmaya çalıştığım şeyi ne kadar daha güzel anlattığımı fark ettim. Hepinizin gözleri parıl parıl. Böyle bir blog yazı, edebiyat, şiir görüyorum. Bunların hiçbiri bizim ibadetlerimizden bizim zihnimizden, fikrimizden ayrı değil. Yaptığınız şey bir sanat eseri bile olsa, bir düz yazı bile olsa bizden bir parça olduğu için mümince yazıyoruz. Mümince yaşadıkça diyorum. O yüzden kendinize yüklenmeden küçük küçük adımlarla biriktirerek büyük işler başarmanızı gerçekten çok çok çok duayla temenni ediyorum. Genç İHH Lise'deki çalışmama dönersem orada da yazı yazıyorum. "Mercek altı ayetlere" başladık. Bizim de bir web sitemiz var. 
https://mercekaltiayetler.com/ (Bahsedilen web sitesi budur. Sizlerin de faydalanmasını istedik.)
 Burada derslerimizi haftalık olarak hazırlıyoruz. Her ayeti,  örneğin hep böyle örneği veriyorum ama ifk hadisesini anlatırken Nur suresinin ayetlerini ele alıyoruz ve bir çizerimiz var. Her ders için ayrı bir çizim yapıyoruz. Mesela Nur Suresi'nde kaybolan gerdanlık olduğu için çizimimiz gerdanlık oluyor gibi. İçeriği anlatır bir görselle anlatıyoruz. Üç sayfayı geçmeyecek şekilde dersler yapılıyor. Pandemi döneminde online yapıldı genel merkez tarafından. Hafız bir arkadaşımız derslerin yöneticiliğini yaptı.
Kitap okuma gruplarımız var. Alanya ve Antalya'da olan arkadaşıma sesleniyorum. Antalya'da yoktu evet. Alanya yürüttü uzun bir süredir ama artık Alanya Antalya'yı da yeni dönemde işin içine katacak. Takipte ol inşallah. Diğer illerdeki arkadaşlarımızın da okuma grupları var. Okuma gruplarından gözünüz korkmasın. Biz genel merkez olarak sizlere şu kitabı okuyun diye size kitap önermiyoruz iki yıldır. Diyoruz ki: ''Mesela Erzurum'daki arkadaşımızın lise sorumlusuna: Kızlarla bir WhatsApp grubu kurun. Kızlarla ortak kitap isimleri belirleyin. Ve yalnızca onların talep ettiği kitapların isimlerini bize iletin. ''Sonra biz bir ön elemeden geçiriyoruz. İçeriğin uygun olmadığını düşündüğümüz kitaplar olabiliyor. Onları eledikten sonra bir abla ya da bir vakfın tavsiyesi değil; sizin seçtiğiniz, arkadaşlarınızla belirlediğiniz kitapları gönderiyoruz genel merkez olarak. Kızlar Aramızda Kalsın gibi ve Şüheda’nın bahsettiği diğer online eğitimlerimizde bazen Sena Vakfı ile ortak çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Zannetmeyin ki sadece bu tarz dersler yapıyoruz. İki sene önce Ramazan'da bir aylık derslerimiz mesela sesli öyküydü. O yüzden bizim içeriğimizdeki insan sayısı sizin gibi yetişen arkadaşlarımızın sayısı çoğaldıkça bizim içeriğimizde gelişiyor ve değişiyor. Mesela buradan bir arkadaşımız yarın öbür gün seçtiği bölüme yerleştikten sonra kendi bulunduğu ildeki İHH ile bağlantı kurup şiirle ilgili çalışmalar yapmak istiyorum dediğinde mutlaka değerlendirilecektir. Vakfı kendinize bu kadar uzak bulmayın. Biz de vakfa bu şekilde giriyoruz. Bizim bir fikrimiz var. Yapabileceğimiz şeyler var diyoruz ve vakıf bunları değerlendiriyor. Kudüs ve İbranicede bu sene benim vakfa yapmayı çok hayal ettiğimi söylediğim, projesini oluşturduğum, uzun, yedi aylık bir süreçte hatta yazın dil kampı olacak şekilde ayarladığımız bir eğitimdi. Vakıf Dedi ki Büşra kim? Yahu bu kızın niyeti ne? Bu kadar maliyetli işi neden yapmak istiyor demedi. Sağ olsunlar değerlendirdiler. Ödenekleri, planlaması, her şeyi yapıldı. Kudüs ve İbranice dersleri bu sene kasım ayında başladı. Eylül ayında bitecek. İbranice öğreniyorlar arkadaşlar. Ve her ay iki seminer oluyor. Duyurusuna çıkmıştık belki bileniniz vardır. Belki başvurup eleneniniz vardır. İnanın ki bilmiyorum. Hakkınızı helal edin. Ama sadece İbranice öğrenmelerini istemedik. Kudüs'e dair dildeki gibi Beginnerden başladık. B1 düzeyinde Kudüs eğitimleri verdik arka planda. Her ay iki tane seminer düzenledik. Taha Kılınç abinin "Neden İbranice Öğreniyoruz" adlı semineriyle başladık. Tarihle ilgili Ali İhsan Hoca'yı çağırdık. Gazetecilikle ilgili Berdan Aral'ı çağırdık. Edebiyatla ilgili Peren Bir Saygılı Mut’u çağırdık. Mimariyle ilgili Pelin Tan'ı çağırdık. Gezi coğrafyayla ilgili Ömer Faruk Deliktaş'ı çağırdık. Vesaire. Kendi alanında çalışmaları olan ve Kudüs'e dair dertli olan herkesi sizin yaşınızdaki kızlarla tanıştırdık.

🐝Aranızdaki sorumlulukları nasıl düzenliyorsunuz, nasıl yürütüyorsunuz?

Ş: Şöyle oluyor mesela Genç İHH Lise'nin bir ekibi var. Sorumlusu benim. Mesela eğitim sorumlusu Büşra. Akademi Lisenin sorumlusu Erva. Sosyal faaliyet sorumlusu başka biri. Projelerle ilgilenen arkadaş başka biri. Sosyal medya ile ilgilenen arkadaş başka biri. Biz aslında 13 kişilik bir ekibiz. Lise komisyonu olarak ve haftada bir gün toplanıp toplantı yapıyoruz. Mesela ben diyorum ki: Büşra eğitimde ne yapıyoruz biz? Büşra da diyor ki: Haftalık dersimizi, bu hafta yolladık. Şu kadar il haftalık ders yaptı. İşte şu il, misal Erzurum siyer dersi yapmaya başlamış, aradım konuştum şunu şunu yapmışlar gibi, böyle birbirimize rapor veriyoruz. Ya da ben Ervanur'a diyorum ki: ''Erva Gelişim Okulunda ne oluyor? Erva diyor ki: ''Kızlar çok iyi gidiyorlar.'' Tamam diyoruz o zaman devam etsinler; diyoruz, kapatıyoruz. Sonra işte sosyal faaliyetlerle ilgili Ayşenur arkadaşımız sorumlusu olan, ve diyor ki: "İşte böyle böyle gidiyor." diyor. Bu şekilde sene içerisinde yaptığımız toplantılar bu. Mesela mayıs ayı bittiğinde biz haziranda oturup değerlendirme toplantısı yapacağız. Yine ekipçe oturacağız ve diyeceğiz ki: ''Biz bu sene şu an siz bildiğiniz için sizin üzerinizden örnek vereyim, Gelişim Okulunda amacımıza ulaştık mı? Bunu konuşacağız. Nasıl bir çalışmaydı? Arkadaşların geri dönüşleri nasıldı? Kızlar bunu beğendiler mi beğenmediler mi?'' Bir sonraki çalışmayı planlamak için sizin değerlendirmelerinizi alıyoruz. Bunu her çalışma için yapıyoruz. B12 için, yaptığımız online atölyeler için mesela sulu boyadır sanat atölyeleri yapmıştık mesela. Bununla ilgili oturuyoruz diyoruz ki acaba devam etsek mi? Başvurulara bakıyoruz. 100 kişi başvurmuş ama derse 20 kişi katılmış. Diyoruz ki neden böyle oldu acaba? Biz burada amacımıza ulaşamamışız demek ki. Bu az katılım veya gelişim okuluna 70 kişi başvurmuş ama misal  mezun olan 13 kişi var. Neden böyle oldu? Demek ki bunu götürememişiz. Demek ki iyi bir içerik verememişiz gibi bu şekilde biz bütün yaptığımız çalışmaların değerlendirmesini yapıyoruz ve sonra ağustosun sonunda, ortalarında da bir planlama toplantısı yapıyoruz. Bu sene neler yapalım? Mesela bu gelişim okulunun planlamasını biz geçtiğimiz dönem eylül ayında yaptık. Bu Gelişim Okulunu içeriğini, neler yapılacağını, hangi şeyler olacağını, kim yapacak bunu? Bunların hepsinin planlaması eylül ayında yapıldı aslında. Aynı şekilde B12 de öyle. Oturduk bir gün dedik ki mesela:"Osmanlı vakıfları ile ilgili işte bakanlığın bir kitabı var. 'İlginç Osmanlı Vakıfları' bu arada öneririm okumanızı. çok tatlı bir kitap. Orada böyle küçük küçük Osmanlı vakıflarını anlatıyor. Bu ilginç Osmanlı vakıflarını. Biz bu çalışmayı nasıl hayata geçirebiliriz, biz bununla ilgili bir çalışma yapalım dedik ve ismini bulmaya çalıştık." Mesela bu ismi bulmak bize yaklaşık 2 saate mâal oldu, diyebilirim. Bu şekilde toplantılar yapıyoruz.

🐝Bu projelerde heyecanınızı diri tutan şey nedir?

E: Kesinlikle heyecanımı diri tutan şey siz gençlersiniz. Sizi yargılamadan, kusurlarınızı görmeden sizi siz olduğunuz için kabullenip bir araya gelmek de heyecanımı diri tutuyor. Size güzel gözle bakmak da heyecanımızı diri tutuyor. Bir diğeri ise bu her ne kadar bir klişe haline gelmiş olsa da yürüdüğün yolun güzel olması ve sana verilmiş olan bu süreyi en güzel şekilde değerlendirmek de benim heyecanımı diri tutan faktörlerden bir tanesi. Ve bir gün geride bıraktığım insanların benden razı olmaları, o an yorgunluğumun, tükenmişliğimin önüne geçiyor. Özetle sizsiniz.

Ş: Ben konumumdan dolayı siz gençlerle pek bir araya gelemiyorum fakat birlikte olmuş olduğum bu ekip ve onlarla yapmış olduğumuz istişareler, toplantılar beni heyecanlandırıyor, ayakta tutuyor. Ve her şeyden önce Allah rızası için bu yolda yürüyor olmamız da benim heyecanımı diri tutuyor diyebiliriz.

B: Açıkçası benim motivasyon kaynağım, heyecanımı diri tutan şey çok daha farklı. Yapmış olduğum bir iş sonucunda bir insanın gelip bana geri dönüş sağlaması veya sağlamaması pek de önemseyebileceğim bir şey değil. Hatta hiç geri dönüş olmasa bile ben o işi yapmaya devam ederim. Çünkü ben yapmış olduğum o işin doğruluğunu biliyorum ama belki karşımdaki kişi çok farklı ve yanlış düşünüyor bu konuda. Şimdi ben ona bu işin doğruluğunu aktarmasam o nereden bilecek ki, nasıl ayırt edecek yanlış ve doğruyu. Hem aktardığım zaman üzerimdeki sorumluluk da bir nebze azalmış oluyor. Ben bunu yaşayarak öğrendim. Kız kardeşimden dolayı biliyorum. Şahıslardan gelecek olan dönüşler değil de yapmış olduğum işi en temiz hali ve asıl doğruluğu ile karşıya aktarabilmek benim motivasyon kaynağım diyebiliriz.

🐝Şöyle; hepiniz gençlerle ilgilenmeye çalışıyorsunuz, onlarla hemhal olmaya çalışıyorsunuz. Ve sizde bu yollardan geçtiniz bir şekilde. Tecrübeleriniz illaki birbirinizden farklıdır. Sizlerin bizim yaşımızdaki genç Müslümanlara tavsiyeleriniz neler? Siz bizim yaşımızdaki kendinize neleri yapması ve yapmaması hakkında neler söylemek istersiniz?

E: Naçizane ben öz güvenli olmalarını tavsiye ediyorum. Herhalde bunu çok da dile de getirdim Gelişim Okulu boyunca. Bir Müslüman olarak inandığınız dinden inandığınız değerlerden, Peygamber'inizden, ashabından ve tebeut tabiinden size bırakılan mirastan dolayı öz güvenli olun. Yani girdiğiniz herhangi bir toplumda herhangi bir oluşumun içinde utanılacak, sıkılacak ya da tırnak içinde ezik olacağınız hiçbir durum yok. Seyyid Kutup kitabında şöyle demişti. Beni çok etkilemişti. ''Müslümanlar kendilerine verilen Kur’an nimetinin ve Resul nimetinin farkında olsalardı dünyaya hükmetmeleri çok daha kolay olurdu. Müslümanlar kendilerine gönderilmiş mesajın büyüklüğünün farkında değiller'' diye Müslüman ümmetlere bir atıfta bulunuyor. Ben gerçekten buna çok inanıyorum. O yüzden özetle elinizde ve göğsünüzde taşıdığınız kitabın çok büyük bir kitap olduğunu, Peygamberin bir Nebi'nin ötesinde bugün yeryüzünde yaşamış en büyük şahsiyet olduğunu idrak edin. İslam’da yapılan hiçbir uygulamanın veya hiçbir durumun utanılacak, sıkılanacak, birilerini açıklarken böyle mırın kırın edeceğimiz bir durum olmadığını hepsinin arkasında çok büyük hikmetler olduğuna iman edin. Ve öz güvenle olun. Benim budur tavsiyem. 

B: Kalbinizi rahatsız eden hiçbir insanla görüşmeyin. Hiçbir ortamda bulunmayın. Ve peygamber efendimizin her gün ettiği duayı “Allah’ım kalbimi dinin üzerine sabit kıl.” diye bol bol dua edin. Çünkü gerçekten biz ne kadar akıllı olsak da kalp çalkantılı olduğunda yolumuz şaşırabiliyor. Bu yüzden gerçekten kalbinizi koruyun. İnsanlardan çevreden koruyun. Kendinizden de koruyun. O yüzden bol bol dua edin. Peygamber efendimizin günlük duaları kitabını da mutlaka edinin. Her yerde bulabilirsiniz. Kitapçık olarak da var. İnternette de bulabilirsiniz. Hiç dua etmediğiniz gününüz olmasın. 

Ş: Bu tavsiyeler üzerine benim tavsiyem çok seküler kalacak ama ben lisedeki Şüheda’ya tavsiye verecek olsaydım şöyle derdim: "Çok çok fazla dersleri düşünüp de hayattan geri kalma. Birazcık daha gez. Birazcık daha hayatı tanı. Yani evet ders çalışalım, geleceğimiz için çok önemli. Kazanacağımız üniversitenin bölümü bizim için çok önemli. Geleceğimizi inşa edecek bir şey ama ben bu noktada hayat tecrübesinin de en az ders çalışmak kadar geleceğimizi kurmakta ya da hangi meslek sahibi olacağımıza karar vermekte çok önemli olduğunu düşünüyorum. 'Daha fazla çık, daha fazla sokak gez, daha fazla sokaklarda kaybol, daha fazla müzeye git, daha fazla tiyatroya ve sinemaya git.' derdim. Benim okuduğum lise normal bir lise değildi. Ben liseyi açık öğretimden okudum ve İngilizce, Arapça ve İslami ilimleri üçünü aynı anda öğrendiğimiz bir dernek çalışmasında okudum. Yine haftanın beş günü dokuz beş gittiğimiz bir okuldu. Ve gerçekten çok yoğun programı olan bir okuldu. Ben Üsküdar'da oturuyordum. Dernek Fatih'teydi. Sırf gidiş geliş vaktim, ders çalışma vaktimden çalmasın diye ben okulun yanında bir öğrenci evinde kalıyordum. Şu an baktığım zaman ne kadar fazla kendimden ve dışarıdaki hayatımdan ödün verdiğimi düşünüyorum. Ve öğrencilik sonrasında gerçekten hayat bir anda çok fazla yoğunlaşmaya başlıyor. İş, dersler, evlilik vesaire. Şu an oturup gerçekten böyle keyif için kitap okuyacak vakit bulamıyorum. Uzun zamandır da düzenli bir şekilde kitap okuyamıyorum. Eğer lisedeki Şüheda’ya söyleyecek olsaydım biraz defteri, kalemi ve ders çalışmayı bırak keyfin için kitap oku, keyfin için gez, kendin için tiyatroya sinemaya git derdim. Ama tabi ki derslerimizi de ihmal etmiyoruz. Bu arada bunları boş zaman olarak asla görmüyorum. Hani şey muhabbeti var ya boş zamanlarımda kitap okurum, boş zamanlarımda tiyatro giderim. Bence çok yanlış bir algı. Bunlar boş zaman değil. Gerçekten kendime çok şey kattığını düşünüyorum. Dışarı çıkıp sadece sokaklarda dolanmak bile bana tecrübe olarak çok şey katıyor. Çünkü boş dolanmıyorum. İnsanları izliyorum. Mesela bir annenin çocuğuna olan davranışını orada görmüş oluyorum. Ya da ikili ilişkilerde insanlar birbirlerine nasıl davranıyorlar? Bunu görmüş oluyorum. Ben bu şekilde konuşmamalıyım ya da evet ben de bu şekilde davranmalıyım gibi çıkarımları bu noktada vaktim varken daha çok yapabilmeyi isterdim.'' 

E: Trigonometri ile kendinizi tanıyamazsınız. Özet bu aslında.

B: Bunları söylüyoruz ama hepimiz üniversite mezunuyuz ve yüksek lisans yapıyoruz arkadaşlar. Bunların hepsi çok basitmiş gibi anlatıyoruz çünkü rahatlıkla söylememin sebebi de siz de o potansiyeli görmüş olmam şu anda. Çok rahat bunu yapabileceğinizi düşündüğüm için söyledim. Yani derslerinizde çok başarılı olup bir yandan kendinizi çok rahat bir şekilde geliştirebilecek kızlarsınız. Allah'ın izniyle. 

🐝Teşekkür ederiz hepinize. Tavsiyeleriniz biz gençler için çok kıymetli. Hepinizin tavsiyelerinin altında itidalde olmak var. Bunu hissedebiliyoruz. Yeri geldi mi özgüvenimizden ödün vermeyeceğiz. Dik bir duruşumuz olacak. Bununla birlikte dualarımızı da başucumuzdan ayırmayacağız.
En verimli zamanlarımızdayız ve uykumuza yenik düşmemeye çalışacağız. Diyeceğiz ki “Geceye yenilmeyen her insana, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır.”
Aynı zamanda derslerimizi de ihmal etmeyeceğiz, kendimizi de. Çünkü geçen hiçbir saniyenin geri dönüşü yok. Hayatımız ihmallerle geçemez. Geçmemeli. Bunun için çabalayacağız. Bu yolda sizlerin de desteğini görmek bizi motive ediyor, gayrete getiriyor. Allah ilmimizi, fikrimizi, şuurumuzu, azmimizi arttırsın. İnşallah sizinle tek tek de başka muhabbetlerde görüşmek isteriz. Allah’a emanet olun.

NOT: Arı kovanı işçileri olarak sevgili büyüklerimizle polenleşmek bizim için çok ballı dakikalardı. Kendilerine kocaman polenlerimizi gönderiyoruz ve beyaz güvercin(İHH) ekibine sevgilerimizi ve saygılarımızı iletiyoruz. Ve büyüklerimizle yaptığımız polenleşmelerimizin de olacağının sinyalini de vererek, arılar olarak dualarınıza talibiz inşâAllah.




Yorumlar

  1. Ümmü Gülsüm22 Mayıs 2022 21:17

    Çoook güzel bi sohbetti. Yazı gibi değil de gerçekten karşılıklı muhabbet gibi olmuş. Hani yağmur yağdıktan sonra toprak kokusunu içine çekersin ve bir huzur yayılır ya içine tam olarak öyle bir huzur hissttirdi. Bir şey fark ettim birbirinizden farklısınız hepinizin ayrı bir mizacı, zavkeleri, tecrübeleri var ama kalpleriniz bir. Böyle güzel ablalarımızın olması, önümüzde ışık tutuyo olması çok umut verici. Verdiğiniz tavsiyeler şahsım adına çok önemli. Yine mükemmel bir bölüm olmuş canım arılarımız elinize emeğinize sağlık. 🐝🍯🤌🫶😍🤤🥰

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kıymetli yorumun için teşekkür ederiz, sevgili polenleşme dostumuz. Yağmur yağdıktan sonra gelen o toprak kokusu hep içimize dolsun ve muhabbetlerimiz o hissi hep versin inşâAllah. Genç İHH Lise ekibindeki ablalarımızın tavsiyeleri de bizim kulağımıza küpe oldu. Allah razı olsun onlardan.🐝

      Sil
  2. Sizinle sohbet etmek, pardon polenleşmek gerçekten çok keyifliydi. Sayfanızda bize yer ayırdığınız için biz teşekkür ederiz. Sizin gibi gençlerin -böyle deyince de kendimi bir yaşlı hissettim ama neyse- böyle güzel işlerle uğraştığını görmek, yeni şeyler ürettiğini görmek bizi hem çok mutlu ediyor hem de geleceğe dair umutlarımızı yeşertiyor. İyi ki varsınız :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gençlerle dertlenen, gençler için bir şeyler yapmayı çok seven genç ablalarımızla polenleşmek ve onların mis gibi polenlerini toplamak bizler için çok çok güzel anlardı. Gençlere değer vermeniz ve onların önlerini açmanız ve de bak sen de bir şey yapabilirsin diye harekete geçebilirsin demeniz biz arılar için çok kıymetliydi. İyi ki sizin gibi Genç ablalarımız var. Arılar sizler sayesinde şevkleniyor ve sizlerin genç heyecanınızdan örnekler alıyor.🐝🐝🐝

      Sil
    2. Bize değer verdiğiniz için ,bizler için gece gündüz demeden çalışıp bize hizmet verdiğiniz için binlerce teşekkürler. Sizlerin emeğine layık olabilmek hedefimiz. Sizleri çok çok çok seviyoruz.İyiki varsınız iyiki İhh ve iyiki hem danışabileceğimiz hem dertleşebilecegimiz çok değerli,kıymetli ablalarımız var.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar